‘Erbakan büyük hedeflerin insanı olmuştur’
Koçak, Hocalı Katliamı'nda hayatını kaybedenleri rahmetle andı. İçinde bulunduğumuz haftanın ülkemiz ve milletimiz açısından iki önemli tarihin yıldönümü olduğunu ifade eden Koçak, 27 Şubat'ın eski başbakanlardan, merhum Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 9'uncu yıl dönümü olduğunu belirtti. Koçak, "Erbakan hocamız, mazlumların yolunu aydınlatan bir lider olarak anılmaya devam edilecektir." ifadesini kullandı.
27 Şubat ile 28 Şubat darbesinin farkını anlatan Koçak, şunları söyledi:
"Erbakan Hocamız bu yıl, Almanya'dan Amerika'ya, Afrika'dan Asya'ya, Edirne'den Kars'a dünyanın birçok farklı bölgesinde, farklı şehrinde, hayırla yâd ediliyor. Arkasından dualar ediliyor. Lakin o gün Erbakan Hocamızı anlamayanlar, ona düşmanlık besleyenler bugün umarız ki pişmanlık duyuyorlar. Tarih göstermiştir ki milli iradeye ipotek koymaya kalkanlar eninde sonunda kaybetmeye mahkûmdurlar. 8 yıl değil, üzerinden 80 yıl geçse de Necmettin Erbakan, inancıyla, heyecanıyla, insanlığa olan sevdasıyla hatırlanmaya, mazlumların yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Çünkü O küçük hesapların değil, hep büyük hedeflerin insanı olmuştur.
28 Şubat, Türk tarihine geçen kara bir lekedir. Sonradan anlaşıldı ki 28 Şubat, Erbakan hocamızın önünü kesmeye mahsus en ciddi hareketlerden bir tanesidir. Sonra Fazilet kuruldu, arkasından Fazilet de kapatıldı. Düşünün peş peşe, hiçbir icraat yapmadan. Parti bölündü. Bu bir proje. Kendiliğinden olmuyor. Dışarıda planlanıyor. Yeni gelen arkadaşlar hepimiz biliyoruz kendi ifadeleriyle milli görüş gömleğini çıkardılar.
28 Şubat ne için yapıldı? Ne irtica, ne şu, ne bu. 28 Şubat'ın temelde iki sebebi vardır. Biri, rantiyecilere giden hortumun kesilerek, milletin hakkının millete aktarılması. Diğeri ise D-8'lerin kurulmasıdır. Bu politikalardan bir yandan rantiye, faiz lobisi rahatsız olurken bir yandan da rahatsız olan küresel çevreler olmuştur. Kısaca bu adımlardan sadece ülkemizdeki rantiyeciler değil küresel emperyalistler de rahatsızlık duymuştur.
Eğer Erbakan Hocamızın attığı adımların gerisi gelebilseydi inanıyoruz ki içinde bulunduğumuz şartlar tahakkuk etmeyecekti. 28 Şubat'ın Türkiye açısından ağır sonuçları oldu. 28 Şubat'ta Türkiye'nin demokrasisi darbe aldı. 28 Şubat basın özgürlüğüne darbe vurmuştu. Gazetecilerin, yazarların, aydınların birçoğu vesayet rejiminin borazanı olmuştu. 28 Şubat'ta gazete patronları banka paylaşıyor, ihale peşinde koşuyordu. Peki, bugün özgür bir basından bahsedebiliyor muyuz? Artık ihale peşinde koşan gazete patronları kalmadı diyebiliyor muyuz? 28 Şubat'ta düşüncesinden dolayı gece yarısı insanların evleri basılıyor, sorgusuz sualsiz gözaltına alınıyordu? Şiir okudu diye belediye başkanları görevlerinden alınıyor hatta hapse atılıyordu. Peki, bugün durum farklı mı? 28 Şubat'ın bir ürünü olan Ak Parti iktidarının Türkiye'yi getirdiği nokta maalesef 28 Şubat'ın form değiştirmiş halidir. Türkiye'nin bugün demokrasisi de, ekonomisi de, adaleti de, medyası da 28 Şubatı hatırlatır hale gelmiştir."