“Biz de vatandaşlarımız ile notlarımızı aldık”
“Biz de vatandaşlarımız ile notlarımızı aldık”
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koçak, iktidarın uyarıları dinlemeden, yine kendi bildiği gibi hareket ettiğine dikkat çekerek, iktidarın çözümü değil algıyı tercih ettiğinin altını çizdi. Koçak, “Şefkat ve merhameti değil öfke ve nefret dilini tercih ettiniz, en azından bu kez kucaklayıcı olabilirdiniz fakat siz yine kutuplaştırmayı tercih ettiniz! ‘Beton karın doyurmaz’ dedik, ‘Aşırı ve yanlış betonlaşma öldürür’ dedik, dinletemedik; şimdi yine insanı değil inşaatı önceliyorsunuz; hem de müthiş bir acelecilikle!” dedi.
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koçak, iktidarın uyarıları dinlemeden, yine kendi bildiği gibi hareket ettiğine dikkat çekerek, iktidarın çözümü değil algıyı tercih ettiğinin altını çizdi. Koçak, “Şefkat ve merhameti değil öfke ve nefret dilini tercih ettiniz, en azından bu kez kucaklayıcı olabilirdiniz fakat siz yine kutuplaştırmayı tercih ettiniz! ‘Beton karın doyurmaz’ dedik, ‘Aşırı ve yanlış betonlaşma öldürür’ dedik, dinletemedik; şimdi yine insanı değil inşaatı önceliyorsunuz; hem de müthiş bir acelecilikle!” dedi.
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koçak, iktidarın uyarıları dinlemeden, yine kendi bildiği gibi hareket ettiğine dikkat çekerek, iktidarın çözümü değil algıyı tercih ettiğinin altını çizdi. Koçak, “Şefkat ve merhameti değil öfke ve nefret dilini tercih ettiniz, en azından bu kez kucaklayıcı olabilirdiniz fakat siz yine kutuplaştırmayı tercih ettiniz! ‘Beton karın doyurmaz’ dedik, ‘Aşırı ve yanlış betonlaşma öldürür’ dedik, dinletemedik; şimdi yine insanı değil inşaatı önceliyorsunuz; hem de müthiş bir acelecilikle!” dedi.
Deprem ile birlikte16 gündür ülke ve millet olarak zor günlerden geçildiğini ifade eden Koçak, yaşanan deprem felaketinin sadece bölgeyi değil tüm Türkiye’yi sarstığını kaydetti. Koçak, depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı dilerken, yaralılara da acil şifa niyaz etti.
Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Koçak, bilinen gerçeğe rağmen yeterli hazırlık ve önlemlerin alınmadığını belirterek, “Deprem öncesi ciddiyetsizlik, deprem anındaki acziyet ve sonrasında koordinasyon konusundaki beceriksizlik maddi ve manevi kayıplarımızı kat be kat artırmıştır. Bu bölgede, tarihi tam olarak bilinmese de, tahmini olarak beklenen bir deprem konusunda onlarca uzman, yüzlerce kez uyarmıştı. Yapılması gereken hazırlıklar hususunda belki binlerce rapor hazırlanmış; Allah aşkına hangisi dikkate alındı? Depreme hazırlık konusunda neler yapıldı, daha doğrusu neler yapılmadı?” dedi.
Depremin ardından ortaya çıkan yıkıma ilişkin olarak iktidara bazı sorular yönelten Koçak, vatandaşların ve muhalefet partilerinin sorularının da iktidar tarafından yanıtlanması gerektiğini belirterek, “Deprem öncesi defalarca kez hatırlattığımız hususları şimdi bir kez daha soruyoruz: AFAD başta olmak üzere, ilgili tüm kurumlarımız yeterli ve liyakatli kadrolara sahip miydi? Özel İletişim Vergisi başta olmak üzere, toplanan vergiler bugüne kadar nerelere harcanmıştır? İmar aflarıyla birtakım mağduriyetlerin giderilmesinin yanında, ‘oy kaygısıyla’ kaç bin hasarlı bina görmezden gelinmiş ve bunlardan kaçı bu depremde yıkılmıştır? Bugüne dek Türkiye genelinde; kaç bina kontrol edilmiş, kaçında hasar tespit edilmiş ve bu tespit edilenlerin kaçı için işlem yapılmıştır? İnsanlarımızın 5-10 bin lira kira ödediği, en az 2-3 milyon ödeyip satın aldığı evlerinin adeta kendilerine mezar olduğu bu çarpık sistemin sorumluları kimlerdir Allah aşkına! Her şeyin ama her şeyin pahalı olduğu ülkemizde, insan canı neden bu kadar ucuz? Anlamak mümkün değil!” ifadelerini kullandı.
İktidarın tepkileri ve sorulan soruları not alıyoruz ifadelerini hatırlatan Koçak, asıl uzmanların uyarılarının not alınması gerektiğinin altını çizerek, “Geldiğimiz noktada, işte tüm bunlar sorulmasın, dile getirilmesin isteniyor… Beyefendiler bunları soranları not alıyorlarmış, tek tek defter tutuyorlarmış! Uzmanların dile getirdiklerini not almayanlar, yapılacak hazırlıkların defterini tutmayanlar; elbette ancak bunları not alır! Hodri meydan! Biz de vatandaşlarımız da notlarımızı aldık, defterimizi tutuyoruz! Zira birlik ve beraberlik çağrımız sizin nezdinizde yine karşılık bulmadı, yine çözümü değil algıyı öncelediniz. Şefkat ve merhameti değil öfke ve nefret dilini tercih ettiniz, en azından bu kez kucaklayıcı olabilirdiniz fakat siz yine kutuplaştırmayı tercih ettiniz! ‘Beton karın doyurmaz’ dedik, ‘Aşırı ve yanlış betonlaşma öldürür’ dedik, dinletemedik; şimdi yine insanı değil inşaatı önceliyorsunuz; hem de müthiş bir acelecilikle! İnsanın yüreği yanıyor; her seferinde en yanlış kararlar nasıl alınıyor hakikaten akıl alır gibi değil!” dedi.
Deprem sürecinde işletilen sürece dikkat çeken Koçak, iktidarın depreme ilişkin öncesinde de sonrasında da hazırlığının yeterli olarak yapılmadığının altını çizerek, “Her şeyin panzehiri ve çözümü olarak sunulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değil miydi? Bu sistemin en büyük avantajı ‘hızlı karar almak’ olarak takdim edilmişti, öyleyse neden müdahalede bu kadar geç kalındı? Kolluk kuvvetleri, madenciler ve iş makineleri neden bölgeye bu kadar geç sevk edildi? Çok net bir şekilde soruyoruz: Ülkemizin en disiplinli gücü olan ordumuz, hazırlıklı olmasına rağmen 100 bin Mehmetçiğimiz ilk andan itibaren niye sahaya indirilmedi? Daha ilk saatlerde 4’üncü seviye alarm durumu ilan edilmişken, yani durumun vahameti anlaşılmışken; peki neden insanlar günlerce enkaz altında ve yakınları da enkaz başında iş makinesi bekledi? İlk 48 saat çok ama çok önemlidir. Özellikle bu kritik süreçte, enkaz çalışmaları için gerekli ekip ve ekipmanların yönlendirilmesi, temel ihtiyaçların giderilmesi ve yardım faaliyetlerinin doğru koordine edilmesi hususunda nasıl bu denli beceriksiz bir yönetim anlayışı sergilendi?” diye sordu.
Deprem dolayısıyla uzaktan eğitime geçen üniversiteler ile ilgili olarak bir an önce yüz yüze eğitime geçilmesi için çağrıda bulunan Koçak, iktidarın neden ilk iş olarak eğitimi engellediğini merak ettiğini belirterek, “Bugüne kadarki yanlış anlayışla, süregelen bu çarpık zihniyetle bunun altından kalkmamız mümkün değildir! Düşünün ki, akıllarına ilk gelen şey okulları kapatmak! Onlarca alternatif arasından yine en yanlış kararı nasıl aldılar anlamak mümkün değil! Neden her seferinde ilk vazgeçilen şey eğitim oluyor, neden sürekli aynı hatalar tekrar ediliyor? Bu yanlış karardan 2 ay sonra dönmek bir şey ifade etmez; hemen bu yanlıştan vazgeçilmeli, üniversiteler derhal yüz yüze eğitime başlamalıdır” dedi.
İktidarın kalkınmayı beton odaklı gördüğünü ifade eden Koçak, bu anlayışın değişmesi gerektiğini belirtti. Koçak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İstanbul’a ihanet etmişiz’ sözlerini hatırlatarak, “Şehirlerimizi ‘apartman ve gökdelen tarlalarına’ dönüştüren zihniyeti sorgulamak mecburiyetindeyiz. Hata vardır, özür dilenir. İhmal vardır, istifa edilir. Kasıt vardır, hesap sorulur. Zihniyetlerle ise topyekûn mücadele edilir! Anlaşıldı ki, ‘ihanet edilen’ sadece İstanbul değilmiş!
Biliyoruz ki, ‘Hükümet, neden geç ve yetersiz kaldı?’ cümlesi bu depremde vatandaşlarımızın en çok sorduğu sorudur. Öyleyse tüm bunları konuşacağız. Somut adımlar atacağız. Hep birlikte bu zihniyeti değiştireceğiz!” dedi.
Seçimlere birkaç ay kaldığını ifade eden Koçak, deprem sürecindeki çalışmalarda oy kaygısıyla hareket edilmesinin vatandaşta bir başka yıkıma daha sebep olacağını kaydederek, “Hassasiyetle hareket etmek, çalışmaları titizlikle yürütmek ve ince eleyip sık dokumak şarttır.
Milyonlarca ton beton yığını karşımızda durmaktadır. Yine milyonlarca ton da yeni malzemeye ihtiyaç olacaktır. Bu çalışmalar, masa başında ve tek bir ağızdan alınacak kararlarla yürütülecek bir süreç değildir. Hiçbir alan ihmal edilmeden, tüm uzmanların görüşleri dikkate alınarak ortak akılla bir süreç yürütmek elzemdir. Bizler, siyaseten sorumluluk alacağız. Hem Saadet Partisi olarak hem de Millet İttifakı olarak bu süreci an be an takip ediyoruz. ‘Kentleşme ve Afet Yönetimi’ ortak mutabakat metinlerimiz çerçevesinde; hem afetlere karşı tüm hazırlıklarımızı tamamlayacak hem de atılması gereken adımları bir bir atacağız” dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.