"Türkiye cephesinde birleşmeliyiz"

   Başkan Rifat Narhın, yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;    “Genel merkezimizin milletimize yaptığı terörü engelleme çağrısı, son terör saldırıları eski terör eylemlerinin devamı değildir, yeni durumu anlamalıyız.     Türk silahlı kuvvetleri PKK terörüne karşı bundan sonra Suriye ve Irak hava sahasının ABD tarafından kapatılmış bölgesinde mücadele edecektir.     İHA ve SİHA’larımız teröre karşı ABD’nin F16’larından ve füzelerinden gelen tehditlerle karşı karşıyadır. Bu tehdit SİHA’mızın ABD’nin F16’sından açılan ateşle düşürüldüğü 5 Ekim 2023 tarihinden beri etkilidir. ABD emperyalizmi Türkiye’ye karşı silahlı harekatlarını bugüne kadar kara kuvvetleri olarak ilan ettiği PKK ve DEAŞ örgütlerini kullanarak yürütmekteydi. Geldiğimiz noktada ABD’nin kendi kuvvetlerini de cepheye sürmekte olduğu görülüyor. Yeni durum budur ve gelişmenin bu yönde olduğunu görmek durumundayız. ABD, Türkiye’ye karşı kendi güçlerini kullanma olanaklarını da içeren bir savaş açmaktadır. ABD emperyalizmi ve İsrail’in körfez savaşlarından beri yürüttüğü Kürdistan adı altında ikinci bir İsrail devleti kurma girişimine karşı devlet zaaf içindedir. Teröre karşı mücadele Mehmetçiğimize havale edilmiştir.    Anayasa mahkemesi meclis ve hükümet ABD ve İsrail tehdidine karşı dik duramadıkları için teröre karşı mücadelenin gereklerini yapamıyor. Zaaf öncelikle tehdidin arkasındaki gücü belirlemekten sakınan strateji yoksunluğundadır. ABD ve güdümündeki NATO terör örgütlerini Türkiye’nin üzerine sürüyor. Hükümet İsveç’in NATO’ya alınması için meclise protokol yolluyor. Anayasa Mahkemesi çoğunluğu PKK’nın yasal partisine 2023 yılında 540 milyon, bu yıl 600 milyon TL hazine yardımı yapılmasını sağlıyor. Maliye bakanlığı parayı ödüyor. Hükümet bölücü ve sahte islamcı terör örgütlerine karşı Vatan Partisi’nin Suriye, İran, Irak ve Rusya ile silahlı iş birliği çözümüne yönelmiyor. ABD baskısına boyun eğerek terörden kurtulma yolundan kaçıyor.    Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan emperyalizme ve bölücü teröre karşı devletin ve milletin bütün olanaklarını seferber edecek bir milli hükümet kurmaktan kaçınıyor. Hüdapar gibi bölücü ve cumhuriyet karşıtı güçlerle ittifaklar kuruyor. Vatan Partisi olarak teröre karşı hedefli 10 maddelik program sunuyoruz;    1- Milli hükümet, AK Parti yönetiminin teröre karşı mücadeleyi tek başına başarıya götüremeyeceği artık anlaşılmıştır. Öncelikle ABD güdümlü teröre karşı devletin bütün olanakları ve milleti seferber edecek bir milli hükümet kurulmalıdır. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı bu hükümeti kurmak için yetkilidir ve sorumludur.     2- Hükümet ABD ve NATO ya bir nota vererek bundan sonra Türk askerine sıkılacak ilk kurşundan kendilerini sorumlu tutacağımızı bildirmelidir.     3- Terör örgütünü kaynakta imha ve teröristan girişimini dağıtmak, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde bölücü sahte İslamcı terör örgütlerini temizlemek amacıyla Suriye, İran, Irak ve Rusya ile derhal silahlı işbirliğine gidilmelidir. İlgili ülkeler buna hazırdır. Kaldı ki onları ikna etmek Türkiye hükümetinin görevidir. Bu iş birliği teröre karşı kesin başarı için şarttır. Öte yandan Filistin halkının mücadelesine en güçlü destektir.    4- Bölücü teröre özgürlük yok. Anayasanın 68/4. maddesine ve siyasi partiler kanununun 80. maddesi gereği PKK güdümlü Dem Partisi derhal kapatılmalıdır ve yönetim kademesi siyasetten men edilmelidir.     5- Mecliste PKK’ya yer yok. Devlet ve vatan bütünlüğüne karşı suç işleyen milletvekillerinin dokunulmazlıkları derhal kaldırılmalıdır.    6- İsveç, NATO’ya alınamaz. Meclis İsveç’in NATO’ya alınması önerisini derhal reddetmelidir. Bunun yanında NATO için halk oylaması talep ediyoruz. Meclisteki bütün NATO’cu partilere meydan okuyoruz. NATO’yu mehmetçiklerin analarına babalarına komşularına silah arkadaşlarına soralım.    7- ABD ve NATO üslerine el konsun. İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere ABD ve NATO Üsleri derhal Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetimine alınmalıdır.    8- İkiz ihanet yasaları derhal kaldırılmalıdır. Birleşmiş milletlerde ikiz sözleşmeler diye anılan ekonomik siyasal ve kültürel haklar sözleşmesi başlıklı uluslararası sözleşmeler 4 Haziran 2003 günü TBBM’de onaylandı ve yasalaştı. Bu yasa Türkiye’yi etnik ve ekonomik toplumsal parçalama yasasıdır. 35 yıl imzalanmayan en sonunda AK Parti ve CHP oylarıyla meclisten geçirilen yasa Türkiye’nin devlet ve millet bütünlüğünü ortadan kaldırmak ve devlet egemenliğini yok etmek için kullanılmaktadır. (1. Sözleşme madde 162/21 ve 25 , 2. Sözleşme madde 1 1/ 2 , 2/1 bu yasa Lozan anlaşmasını delik deşik etmiştir ve yabancı devletlere müdahale hakkı tanımaktadır.) ( 2. Sözleşme madde 40- 41/1 sözleşme madde 1 ve 21 TBMM başkanı ikiz sözleşmelerin kaldırılması gündemiyle meclis derhal toplanmalı bu ihanet yasası kaldırılmalıdır, halkımız bölünmekten kurtulsun.    9- Bütünlüklü strateji devletimizin Karadeniz ve Akdeniz’den Suriye’nin kuzeyi, doğu Fırat, Kudüs ve İran arap körfezine kadar uzanan bütünlüklü bir strateji kurmak zorunda olduğu apaçık ortadadır. Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştıran yanlış Ukrayna politikasından derhal vazgeçilmelidir.    10- Üretim ekonomisi ve iç cephede birlik, batının dayattığı borç batağından çıkmak Asya ile ekonomik zorlukları aşmak ve üretim ekonomisini kurmak için cepheyi sağlama almak halkın refahı açısından kaçınılmaz bir görevdir.    Devlet, Vatan ve Millet bütünlüğü her türlü sınıf topluluk ve kişi çıkarının üstünde bütün milletimizin ve devletimizin meselesidir, Türk’te biziz Kürt’te biziz hepimiz Türk milletiyiz, hiçbir ayrım gözetmeden bütün milletimizi siyasal partileri sendikaları meclis odalarını kitle örgütlerini Türkiye cephesini sımsıkı birleştirmek için göreve çağırıyoruz. Vatan Partisi olarak görevimizi yerine getirme kararındayız.”