Geçen hafta Bursa’da bir ilköğretim okulunda Müdür Bey, öğrenci velisinin talebini de dikkate alarak  kız öğrenciler ile erkek öğrencilerin aynı sıraya oturtulmaması konusunda bir yazı çıkarmış.  Bunun üzerine bir kısım çağdaş(!) insanlar da bakanlığa şikayet ettiklerinden müdür bey açığa alındı.    Modernleşme yolunda adım adım ilerleyen Müslüman Türkiye’de öteden beri kızla erkeğin karışık eğitim yapmasını öngören ve bunun da faydalı olduğunu düşünen bir grup insan var.    Karma eğitime karşı olmak ne çağdaşlık ne de gericiliktir.  Karma eğitimin taraftarı da olmak ne çağdaşlık tır ne de ilericilik. Modernizmin dayattığı bir unsurdur ancak. Çünkü modernizm kendisini İslam dininin  ilkeleri karşısında konumlandırmıştır. Modernizm kendini rakip olarak görmüştür Müslüman Türk’ün dinini ve geleneğini.    İngiltere’nin eğitimine yön veren eğitimcilere sorulduğunda onlar, kızla erkeğin ayrı okutulmasını, yerde oturarak ders çalışılmasını ve başının kapatılmasını söylerler yanlış hatırlamıyorsam. Çünkü bunu duyduğumda "zaten bizim dinimizde de böyledir" demiştim. Osmanlı Devletinde de bu eğitim sistemini kullanmıştır.    İnsanın nefis tarafının temsilcisi medeniyet denilen tek dişli  batı dünyasının ön gördüğü amaç, yol-yöntem hepsine karşı tutum geliştirmiştir. Tabii ki nefislerine uyumaktan başka yol tanımayanları ikna edecek kadar basit gerekçeler de her zaman var olagelmiştir.    Öyle bir zamana geldik ki memlekette doğrular iki kısım olmuştur:  Bir, bizim doğrularımız,  iki, sizin doğrularınız şeklinde.  Sizin doğrularınız bizim yanlışlarımız, herhalde bizim yanlışlarımız sizin doğrularınız şeklinde bir algılama biçimi oturmuştur. Dolayısıyla hakikatin peşinden gitmek için insan nefsinin indî görüşün dışında birtakım değerlendirmelere ve ölçütlere gerek varsa ona göre davranmak gerekmez mi?    Kanunlar da yönetmeliklerde herhangi bir suç unsuru olarak zikredilmeyen kız ve erkeğin ayrı oturma meselesi üzerinden bir müdürün açığa alınması herhalde sıra dışı Bir mana ifade ediyor. En basit kelime ile söylenmesi gereken bir şey varsa, o da; "Ne var bunda kız erkek ayrı otursa ne olur?Eğitimin hangi dalından, hangi yönteminden geri kalmış olur çocuklar?"  Milli Eğitimin 1739 sayılı Temel Kanundaki amaçlardan hangisini ihlal etmiştir? Tabii cevap hiç... Hem bazı konularda Milli Eğitimde öğrenci velisine bu kadar değer verirken, velinin talebi önceliklidir denirken... Burada velilerin talepleri doğrultusunda uygulanmış bir usul ne diye suç kabul edilir?   Lakin laik cumhuriyetin kazanımları olarak öngörülen çağdaşlık ve medeniyet yolundaki uygulamaların birini engellediğinizde nasıl hayati bir mesele olduğu ortaya çıkıyor. Bazıları kendi batıl görüş ve düşünceleri çerçevesinde böyle eylem yaparken anneler babalar kendi evlatlarını arzu ettikleri gibi yetiştiremeyecekler mi? Okutamayacaklar  mı?   Aslında olması gereken, inancı tam Müslümanların talep ettiği çağdaşötesi modern sistemde kızlarla erkeklerin okullarının ayrı olması ve her okulda mümkünse hemcinslerinin eğitim vermesi, uyum ve ahenk ve birbirini anlama ve tanıma açısından daha mantıklı değil midir.    Kibar, nazik, narin kız evlatlarımıza bu tür davranışlar öğretebilecek bayan öğretmenler tarafından eğitilmiş olsa... Yiğit, delikanlı, civanmert gençlerimizi de kendilerine bu konuda örnek olabilecek öğretmenler tarafından eğitim verilmiş olsa... Ne kişilikleri fazla öğütülür ne de karakterler yıpratılır.    Üçüncü cinsten bahsedilen, cinsiyetsiz toplumdan d vurulan böyle bir dönemde bu tür uygulamaları getireceği sonuç hem psikolojik hem de sosyolojik açıdan oldukça yaralayıcı olacaktır.    Kızların erkeklere benzemeye çalıştığı, erkeklerin kızlar gibi narin davranmaya yöneldiği ya da tam tersi aşırı kabalaştığı dönemde bir de karma olmayan eğitim denenmeli... Sonuçları da değerlendirilmelidir. Ülkemizde kız meslek liseleri, İmam Hatipliler gibi karma olmayan eğitim kurumlarından mezun olanlar acaba ne kaybetmişlerdir? Acaba müfredatın hangi bölümünü karma  olmadığı için yapamamışlardır.   Karma eğitimlerin getirmiş olduğu zorlama, çocuklarda farkedilmeyen bir baskı unsuruna dönüştüğünü bir ben mi fark ediyorum? Kızlarla birlikte okuyunca daha keyifli, daha zevkli olduğunu vurgulayan ama dersinde düşük başarılara imza atan öğrencilerimizin halini gören yok mu?    Not: Müdür Bey dün itibarıyla görevine iade edilmiştir... Kendisine başarılar dileriz. Bu konuda yeni bir kapı araladığı için...İzinden gidenler olacaktır.