Muhtemelen kafayı üşüttüğümü düşüneceksiniz ama, ben çok zenginim, hatta birçok zengin ile de kapışırım.
Hatta ve hatta hayatı benimkinden daha iyi birisi var mı? Emin de değilim. Olmayabilir de yani..
Valla anlayacağınız aşırı mutluyum, yani mutluluğun formülünü uzun bir ızdırabın ardından buldum. Çünkü bu dünyada ev almış, araba almış, yetmemiş, yazlık almış gibi bir derdim yok, öyle bir ömürde istemiyorum...
Trt belgesel tanıtımında, HAYALLERE DOKUNMAK, İNSANI ANLAMAK, HAYATI ANLAMAKTIR diyor..
Çevrenizde parayı bulup, zengin olmak isteyen kaç kişi var. Hemen hemen hepsi değil mi.!, en güzel kızlarla takılıp, en güzel arabalara binmek isteyen bir gençlik ile, çoluk çocuğuna, hatta torununu torununa dünya malı bırakmak isteyen babalar, amcalar göreceksiniz...
Dikkat ediniz kimse; öz saygı, öz huzur, ruh zenginliği, güler yüz, empati, sempati, güzel ahlak bırakma derdinde değil..
Onların adına çok üzülüyorum. Jim Carey; çok zengin bir komedyen, ne diyor.?
Birgün herkesin kısa bir süreliğine de olsa da zengin olmalarını çok isterdim. Böylece gerçek ihtiyaçlarının bu olmadığını anlayabilirlerdi...
Mutluluk nedir.!
Kimlere vakidir.!
Kimler mutlu olabilir.
Mutlu sandıklarımız gerçekten mutlular mı.!
Daimi bir mutluluk, mümkün olabilir mi.!
Mülkiyet kavramı ile mutluluk arasındaki ilişki nedir.?
Bir laf var bilirmisiniz? Herkes ölür ama herkes yaşayamaz diye..
Mutluluk dediğiniz şey, iç huzurda saklı, sonra bir çocuğun, bir yetişkinini sevindirmekte, hergün en az bir insanın kalbine dokunmakta gizlidir..
Mutluluk varılacak bir istasyon değildir. Bir yolculuk şeklidir...