Geçtiğimiz günlerde Bebek sahilinde yaşanan hadise belki de yüzyıllardır süren Şeytan ve dostlarının İslam ahlakıyla savaşından başka bir şey değildir.    Görünürde iki gencin ‘masumane’ davranışları olarak duran birçok benzer olayın aslında saldırı altındaki din kaynaklı geleneklerin ve törelerin yok edilmesine dönük şeyler olduğu son derece açıktır.    Uzun süredir başta aile kurumunun hedef alındığı bu saldırılarda bilhassa erkek-kadın ilişkilerinin dejenere edilmesi, yönünün saptırılması planlanmaktadır. Nihâi hedefleri; insanı ifsad etmek.    Annelik, babalık, akrabalık... özetle aileye dair ne varsa hedeflerinde.    Arsızlığı, namussuzluğu meşrulaştırmak, normalleştirmek amacına yönelik bu alanda yapılan görsel projeler farklı zamanlarda, mekanlarda ve uyduruk senaryolarla gündeme getirilerek zihinler kirletilmektedir. ‘Bunlar sıradan şeyler, utanmaya gerek yok’ demeye getiriyorlar.    Bir öğretmen arkadaşım çürümenin boyutlarını, gençliğin bu manada nasıl bir halde olduğunu ifade ederken, utanç verici tabloyu şöyle özetledi; “Sınıflarda gençlerin ders esnasında cep telefonlarından uygunsuz filmler izlediklerini tespit ediyoruz.”    Televizyon, internet ekranlarında İslam ahlakının temellerini yıkmak için her fırsatı kullanıyorlar. Reklam filmlerinde, sinema yapıtlarında aralara serpiştiriyorlar ve zihinlere kodları yolluyorlar. Dijital oyunlarda çocukların, gençlerin beyinlerine inanılmaz yüklemeler yapıyorlar.    Herkesin cebine giren teknoloji maalesef işlerini çok kolaylaştırmış durumda.    Moda sektöründe bile operasyonel işlere imza atıyorlar.    Bir kâbusu yaşıyormuşçasına bunca operasyon karşısında son dinin mensupları Müslümanlar ne hazindirki gerekli tavrı sergileyemiyor.    Küresel güçlerin topyekûn saldırısı karşısında iyiler maalesef organize bir savunma mekanizması geliştirememekte. Karşı duruş sergileyememekte.    Oysa “Bir kötülüğü gördüğünüzde elinizle, dilinizle müdahale edin, düzeltin. Buna güç yetiremezseniz kalbinizle buğz edin.” diyen bir Peygamberin ümmetiyiz.    ‘İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak’ hususunda Sevgili Peygamberimizin uyarısı çok açıktır; “Aksi halde belâlar yağmur gibi yağar üzerinize!”    Kötülüğe karşı duyarsızlaşan bir toplumu bekleyen tehlike; Kötülüklerin katlanarak çoğalması, organize haline gelmesi ve iyileri istilâ etmesidir. Kötülükler planlı, disiplinli ve organizeli bir hal alırsa iyilik suç durumuna düşer.    Bırakın Bebek Sahili hadisesini kendi şehrimizde, sokağımızda, köyümüzde iğrençlik ayyuka çıksa, alenileşse bile buna sesimizi çıkaramaz hale geliriz. Bugün gelinen nokta da budur. Kötülük maalesef adım adım iyileri istilâ etmektedir.    İyice çaresiz kalıp, zavallı duruma düşmeden inancımıza, dinimize, töremize, insanlığımıza dört elle sarılmanın zamanı geldi de geçiyor bile.    Vesselam.