deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri deneme bonusu 2024 deneme bonusu veren siteler güncel deneme bonusu veren siteler deneme bonusu

starzbet giriş

Enes ZİYA
Köşe Yazarı
Enes ZİYA
 

Hedef; İyi Müslüman olmak

1. İlim kaynağı sahih olan        2. Niyeti doğru olan       3. İmanı ve tercihi doğru olan       4. İyi adamları tanıyan ve tanıtan       5. Hayatın bütün yönlerinde İslâmî kimliğine göre hareket eden        6. Hayatın sürprizlerle dolu olduğunu ön kabulle kabullenen ve olanlara rıza gösteren        7. Kaybedince üzülmeyen, elindeki ile de şımarmayan.        8. Mutluluğu almada değil vermede arayan, Âhiretteki ebedî mutluluğu da dünya ve dünyalık şeyleri feda etmede arayan kimsedir.         Derdimiz; iyi adam olmak, iyi adam kalmak, iyi adamlarla beraber olmak, en iyi adamları baş edinmek, iyi adamlığı hâkim kılmak ve kötü adamlığı mahkûm kılmaya çalışmaktır.        Davranışın kaynağı, anlayış; anlayışın kaynağı da bilgidir.          Bilgi doğru olursa, anlayış doğru olur; bilgi yanlışsa, anlayış da yanlış olur. Yanlış anlayış, yanlış davranışa sevkeder.         Kur'ân-ı Kerîm, İsrail oğullarının yanlış davranışlarına sebep olan yanlış anlayışından bahsederken şöyle buyurmaktadır:         "Bu, onların: ‘Bize ateş sadece sayılı birkaç gün değecektir’ demelerindendir. Uydurup durdukları şeyler, onları dinlerinde yanıltmıştır.”         (Âl-i Imrân sûresi (3), 24.)         Böylece onlar, ‘Bize ateş sadece sayılı birkaç gün değecektir’ diye iddia etmişler, uydurdukları bâtıl inançlar, onların zamanla itikatlarına ihanet etmelerine yol açmıştır.         Doğru bilgi, doğrunun bilgisidir. En doğru bilgi, en doğrunun bilgisidir. En doğru bilgi, Allah Teâlâ ve öğretip eğittiği Rasûlünün bilgisidir. İşte bundan dolayı Allah Teâlâ şöyle bildirmiştir:         “Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar muttakî/yanlıştan korunanlardır.”          (Zümer sûresi 39/33)         Bu âyette geçen doğrudan kasıt, Kur'ân-ı Kerîmdir; doğruyu getiren, Hz. Muhammed (s.a.s.); o doğruyu tasdik edenler, mü’minlerdir.           Âyette geçen, vikâye kökünden gelen muttakî, kendisini küfür ve şirkten, büyük-küçük günahlardan, şüphelilerden ve gafletten koruyan demektir. Bütün bunların hepsini kapsayan "yanlıştan koruyan" diye mana verdik.         İnsan, kendisini yanlışlardan ancak doğru bilgi ile korur ki o doğru bilgi de Allah’ın bilgisi, vahiydir. Vahyin iki kaynağı, Kur'ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîflerdir.          Doğru bilgiden doğru düşünceler, doğru hareketler ve özellikle de doğru ölçüler hâsıl olur.           Doğru düşünce, doğru harekete sevkeder.           Doğru hareket, doğru eserleri vücuda getirir.           Evet, ölçüyü kavrayan daima gelişir; ölçüyü kavramayan da daima değişir. Şu da bir gerçektir ki yanılanın ölçüsü yanılır,  yanılmayanın ölçüsü yanılmaz.           Yanılmayan, ancak Allah Teâlâ ve Allah’ın yanılgıdan koruduğu Hz. Peygamber (s.a.s.) yani Kitap ve Sünnet’tir.           “Doğruluğun bilgisine sahip olmayana diğer bütün bilgiler zarar verir.”  Birigitte        İnsanın niyeti, hedefidir. Hedefi ise insanın değerini ve tercihini ortaya koyar.          Mü’min insanın hedefi, insandan da insana hizmet eden dünyadan ve hatta mü’min için yaratılan cennetten de üstün olmalıdır.           Mü’minin nihâî hedefi, Allah Teâlâ ve rızası, rıza evi olan cennettir. İşte bundan dolayı gerçek mü’min, sadece Allah’a kul olur, kullara kulluk etmez.        Niyetin üstünlüğü, insanın üstünlüğüne işarettir. Niyet, üstün olunca, insanı da zamanla niyetine göre üstün hale getirmektedir. İşte bundan dolayı sahih, üstün ve değerli niyet etmek ve bu sahih, üstün ve değerli niyetin gerçekleşmesine çalışmak gerekir.           “İnsanın değeri aradığı şeydir.”  Mevlana        “Daima iyi niyet sahibi olunuz. Çünkü niyete riya karışmaz.”  İkrime (r.a.)          “Ahlâkın ana temeli iyi niyettir ki o da tabiatı gereği yalnızca doğruya yönelik olabilir.”           Goethe         Amellerin, bütün faaliyetlerin değeri, kişinin niyetine, hedefine ve aradığı şeylerine göredir.          İnsanın hedefi, ulvî olursa, insan da o oranda ulvîleşir. Hedefi üstün olursa, üstün gayret eder ve hatta gücünün sonuna kadar çaba gösterir ve güzel metot takip eder.
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2025 - Perşembe

Hedef; İyi Müslüman olmak

1. İlim kaynağı sahih olan 
      2. Niyeti doğru olan
      3. İmanı ve tercihi doğru olan
      4. İyi adamları tanıyan ve tanıtan
      5. Hayatın bütün yönlerinde İslâmî kimliğine göre hareket eden
       6. Hayatın sürprizlerle dolu olduğunu ön kabulle kabullenen ve olanlara rıza gösteren
       7. Kaybedince üzülmeyen, elindeki ile de şımarmayan.
       8. Mutluluğu almada değil vermede arayan, Âhiretteki ebedî mutluluğu da dünya ve dünyalık şeyleri feda etmede arayan kimsedir.

        Derdimiz; iyi adam olmak, iyi adam kalmak, iyi adamlarla beraber olmak, en iyi adamları baş edinmek, iyi adamlığı hâkim kılmak ve kötü adamlığı mahkûm kılmaya çalışmaktır. 

      Davranışın kaynağı, anlayış; anlayışın kaynağı da bilgidir.  

       Bilgi doğru olursa, anlayış doğru olur; bilgi yanlışsa, anlayış da yanlış olur. Yanlış anlayış, yanlış davranışa sevkeder. 

       Kur'ân-ı Kerîm, İsrail oğullarının yanlış davranışlarına sebep olan yanlış anlayışından bahsederken şöyle buyurmaktadır:

        "Bu, onların: ‘Bize ateş sadece sayılı birkaç gün değecektir’ demelerindendir. Uydurup durdukları şeyler, onları dinlerinde yanıltmıştır.”
        (Âl-i Imrân sûresi (3), 24.)

        Böylece onlar, ‘Bize ateş sadece sayılı birkaç gün değecektir’ diye iddia etmişler, uydurdukları bâtıl inançlar, onların zamanla itikatlarına ihanet etmelerine yol açmıştır.

        Doğru bilgi, doğrunun bilgisidir. En doğru bilgi, en doğrunun bilgisidir. En doğru bilgi, Allah Teâlâ ve öğretip eğittiği Rasûlünün bilgisidir. İşte bundan dolayı Allah Teâlâ şöyle bildirmiştir:

        “Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar muttakî/yanlıştan korunanlardır.” 
        (Zümer sûresi 39/33)

        Bu âyette geçen doğrudan kasıt, Kur'ân-ı Kerîmdir; doğruyu getiren, Hz. Muhammed (s.a.s.); o doğruyu tasdik edenler, mü’minlerdir. 

         Âyette geçen, vikâye kökünden gelen muttakî, kendisini küfür ve şirkten, büyük-küçük günahlardan, şüphelilerden ve gafletten koruyan demektir. Bütün bunların hepsini kapsayan "yanlıştan koruyan" diye mana verdik.

        İnsan, kendisini yanlışlardan ancak doğru bilgi ile korur ki o doğru bilgi de Allah’ın bilgisi, vahiydir. Vahyin iki kaynağı, Kur'ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîflerdir.

         Doğru bilgiden doğru düşünceler, doğru hareketler ve özellikle de doğru ölçüler hâsıl olur. 

         Doğru düşünce, doğru harekete sevkeder. 
         Doğru hareket, doğru eserleri vücuda getirir. 

         Evet, ölçüyü kavrayan daima gelişir; ölçüyü kavramayan da daima değişir. Şu da bir gerçektir ki yanılanın ölçüsü yanılır,  yanılmayanın ölçüsü yanılmaz. 

         Yanılmayan, ancak Allah Teâlâ ve Allah’ın yanılgıdan koruduğu Hz. Peygamber (s.a.s.) yani Kitap ve Sünnet’tir. 

         “Doğruluğun bilgisine sahip olmayana diğer bütün bilgiler zarar verir.”
 Birigitte

       İnsanın niyeti, hedefidir. Hedefi ise insanın değerini ve tercihini ortaya koyar. 

        Mü’min insanın hedefi, insandan da insana hizmet eden dünyadan ve hatta mü’min için yaratılan cennetten de üstün olmalıdır. 

         Mü’minin nihâî hedefi, Allah Teâlâ ve rızası, rıza evi olan cennettir. İşte bundan dolayı gerçek mü’min, sadece Allah’a kul olur, kullara kulluk etmez.

       Niyetin üstünlüğü, insanın üstünlüğüne işarettir. Niyet, üstün olunca, insanı da zamanla niyetine göre üstün hale getirmektedir. İşte bundan dolayı sahih, üstün ve değerli niyet etmek ve bu sahih, üstün ve değerli niyetin gerçekleşmesine çalışmak gerekir. 

         “İnsanın değeri aradığı şeydir.”
 Mevlana

       “Daima iyi niyet sahibi olunuz. Çünkü niyete riya karışmaz.”
 İkrime (r.a.)

         “Ahlâkın ana temeli iyi niyettir ki o da tabiatı gereği yalnızca doğruya yönelik olabilir.” 
         Goethe

        Amellerin, bütün faaliyetlerin değeri, kişinin niyetine, hedefine ve aradığı şeylerine göredir. 

        İnsanın hedefi, ulvî olursa, insan da o oranda ulvîleşir. Hedefi üstün olursa, üstün gayret eder ve hatta gücünün sonuna kadar çaba gösterir ve güzel metot takip eder.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.