Cingil, "Vatandaşa sormadan yapılan toprak satışına karşıyız"
Cingil, "Vatandaşa sormadan yapılan toprak satışına karşıyız"
Karacabey Belediye Meclisi’nin Şubat ayı toplantısında konuşan CHP Karacabey Belediye Meclis Üyesi Gökhan Cingil, Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın satmak istediği 39 arsa satışıyla ilgili, “Bugün Karacabey kamuoyunda, muhtarlarımızla ve köy sakinleriyle yaptığımız görüşmelerde, söz konusu arazilerin satışına yönelik bir destek bulunmadığını görüyoruz. Belediyenin kaynak yaratma ihtiyacının farkındayız. Ancak, geçtiğimiz meclis toplantısında da dile getirdiğimiz gibi, bu süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve bizlerle önceden paylaşılması gerektiğini vurgulamıştık” dedi.
Karacabey Belediye Meclisi’nin Şubat ayı toplantısında konuşan CHP Karacabey Belediye Meclis Üyesi Gökhan Cingil, Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın satmak istediği 39 arsa satışıyla ilgili, “Bugün Karacabey kamuoyunda, muhtarlarımızla ve köy sakinleriyle yaptığımız görüşmelerde, söz konusu arazilerin satışına yönelik bir destek bulunmadığını görüyoruz. Belediyenin kaynak yaratma ihtiyacının farkındayız. Ancak, geçtiğimiz meclis toplantısında da dile getirdiğimiz gibi, bu süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve bizlerle önceden paylaşılması gerektiğini vurgulamıştık” dedi.
Karacabey Belediye Meclisi’nde söz alan CHP Grup Sözcüsü Gökhan Cingil, “Yine acılarla dolu bir ayı geride bıraktık. Öyle bir acı ki tamamen çürümüş bir sistemin içinde yok yere yitirilen canların, daha bu pazartesi okullar açıldığında sınıf sırasında olamayan çocukların acısıdır bu. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diyorum.
Evet otel yangınından bahsediyorum. 78 kişi bir bina içinde yanarak can verdi. İçişleri bakanı 10 gün içinde sorumluluların tespit edileceği ve cezalarının verileceğini söylemişti fakat 14 gün oldu hala bir sonuç yok. Hala bir sorumluluk duygusu yok.
Tabi bu işin bir de insani boyutu var. Bu salonda bile şuan 78 kişi değilizdir ki bu salon bile kalabalık görünüyor. Ama ne yazık ki bizler; Fenni muayene için arkadaştan yangın tüpü alanlar… İdare et abicimle işlerini halledenler…Orman yakıp aynı yere otel ruhsatı verenler toplumuyuz. Kırmızı ışıkta bekleyen yayayı ayıplayan, ya da kavşakta kimse yoksa kırmızı ışıkta geçen insanlar topluluğuyuz.
Artık başka şeyler konuşmanın, farklı düşünmenin zamanı. Tencereye hep aynı şeyleri koyup farklı tat almayı beklemek aptallıksa, bilinen yöntemlerle hadiselere yaklaşmanın böyle faciaların önüne geçmeyeceğini de anlamamız gerekiyor. Bu gibi olaylardan ders alıp pırıl pırıl bir proaktif nesil yetiştirme ihtiyacı ortadadır. Bu işin sorumlularının cezasız kalmaması olayın bütünüyle şeffaflaştırılması ve kamuoyuyla paylaşılması elzemdir.
Yine aynı denetimsizliğin ve yetersiz düzenlemelerin sonucu iki sene önce 6 şubatta iki büyük depremle sarsılan Kahramanmaraş ve 10 diğer ilimizde toplam 35.355 bina yıkılmış 53.537 canımız feci şekilde can vermişti. Ama sorumluluk almayanlar olayı asrın felaketi olarak büyütmüş imkanlarımızınsa sınırlı olduğuna inandırılmıştık. Tüm uzmanların dediği gibi deprem değil bina öldürür cümlesinden hareketle hesaba kitaba göre yapılmayan işin kolayına kaçan anlayış tam da bahsettiğim anlayıştır. Hanımlar beyler hepimiz sorumluyuz hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza tekrardan Allahtan rahmet yakınlarına da başsağlığı diliyorum.
Tabi bunlarla bitmiyor. Her gün yargı sopası jet hızında soruşturmalar jet hızında tutuklamalar, 12 yıl öncesine dönük suç aramalar, yemek yerken apar topar gözaltına alınan siyasi parti liderleri… devletin kurucusunun askeri olduğunu söyleyen teğmenlerin ordudan ihraç edilmesi, tutuklanan gazeteciler, valla ben sayarken utanıyorum ama en çok da bütün bu olanların gerekçelerini açıklamak için sıraya girenler, olayları normalleştirmeye çalışan gruplara acıyorum. Allah sizlere kolaylık versin diyorum.
2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Kanunu ile köy tüzel kişiliklerinden belediyelere devredilen araziler konusunda sadece yasal çerçeveden değil, bu değişiklikten olumsuz etkilenen vatandaşlarımız açısından da bakmaya çalışıyoruz. Bu alanlarla ilgili herhangi bir satış işlemi söz konusu olduğunda, yalnızca belediye meclisinin değil, o bölgede yaşayan vatandaşların, muhtarların ve genel kamuoyunun görüşünün mutlaka alınması gerektiğine inanıyoruz.
Bugün Karacabey kamuoyunda, muhtarlarımızla ve köy sakinleriyle yaptığımız görüşmelerde, söz konusu arazilerin satışına yönelik bir destek bulunmadığını görüyoruz. Belediyenin kaynak yaratma ihtiyacının farkındayız. Ancak, geçtiğimiz meclis toplantısında da dile getirdiğimiz gibi, bu süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve bizlerle önceden paylaşılması gerektiğini vurgulamıştık. Ne yazık ki, bu satış kararlarını yine gündem maddeleri arasında öğrenmiş bulunuyoruz ve meclis toplantısına kadar bu sunum dışında herhangi bir bilgilendirme yapılmadı.
Bu nedenlerle, köylülerimizin ve kamuoyunun hassasiyetlerini dikkate alarak, ilgili satış işlemlerine karşı olduğumuzu ve ‘hayır’ oyu vereceğimizi beyan etmek istiyorum.
Kaynak yaratma ihtiyacı ve arazi satışı gibi konularda süreçten etkilenen muhtar, köylü paydaşların da ikna edileceği yeni yolların bulunması kaydıyla süreçlere destek olacağımızı vurgulamak isteriz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.