Başka ülkelerde bir felaket meydana geldiğinde dayanışma sergilenir bizde ise her felaket iktidara giden bir fırsat olarak görülür.
‘Ateşin çocukları’ diyerek caka satan, masum doğaya kıyan alçaklara çıt çıkarmayan muhaliflerimiz meşhurdur bizim.
Oyuncunun sahneye sürdüğü kuklalar koltuk altlarına aldıkları kaz oyuncaklarıyla biçilen rolü oynar, ama ülkesi yansa umurlarında olmaz.
Felaket anından itibaren moral bozan açıklamalarıyla hem çalışanı hem de bu işleri koordine eden görevlileleri çemkiren bu zihniyet maalesef her seferinde beklenen performansıyla göz dolduruyor (!)
“Tayyip gitsin” gerisi kıyamet olsa ne yazar anlayışındaki bu kitle o kadar pişkince bu işleri icra ediyor ki şaşırmamak elde değil.
Mandacılık iliklerine kadar işlemiş, çıkar için her türlü değeri ortaya sürebilecek bu zihniyeti iknaya çalışmak beyhude iş.
Sorsan bütün bu işler siyasetin gereği, demokratik icraat.
İktidarı eleştirmek adına yaptıklarını, herşeyin daha iyisini hedeflediklerini söyleyeceklerdir.
“Yere batsın siyasetiniz” demekten başka sözün kalmadığı nokta bu olsa gerek.
Siyaset ne zamandan beri oyun oldu?
İnsanlık değerleri, mensubu olduğunuz millete dair şeref, onur ve haysiyet nerede?
Doğal olaylardan, felaketlerden medet umacak kadar düşmüş bir siyasi anlayışın canı cehenneme!