Fransız General Gura anlatıyor. Osmanlı askerleri ile bizim askerler arasında beş altı metre mesafe kalmıştı. Her kes kıyasıya birbirlerini öldürüyordu. Adeta kan gövdeyi götürüyordu. Her iki taraf ölülerini defnetmek için beş saat ateş kes ilan etmişti.
O sırada bir türk askerinin bizim yaralı askerin akan kanını durdurmak için kendi elbisesinden bir parça yırtıp yarasını sardığını gördüm. Şaşırdım. Biraz önce kendisini öldürmek için onu süngüleyen kişinin yarasını sarmak nasıl bir şey anlamak mümkün değil. Bir tercüman çağırdım ve sordum.Sen ne yapıyorsun dedim. Bana dedi ki; “Kendisini tam öldüreceğim sırada cebinden karısının ve çocuklarının resmini çıkarıp gösterdi. Yani beni öldürme çocuklarımı yetim bırakma dedi. Bende acıdım. Baktım yarası çok derin. Kan kaybediyordu. Ölmesin diye yarasını sardım.” dedi..
Fransız General devamla diyor ki; Baktım kendisi de ağır yaralıydı. Kendi kanını durdurmak için yarasına ot basan bu asker, nasıl olurda düşmanı olan, bizim askerin yarasını kendi elbisesini yırtıp sarabiliyordu. Bu asla unutulacak gibi bir şey değil. Daha sonra maalesef Öldüler. Her ikisini de aynı mezara defnettik.
İşte müslümanlığın ve müslümanın bu olduğunu bütün dünya bilmeli ve anlamalıdır. O kahramanımızın imandan gelen o tarifsiz özelliğini bilmeyen kalmamalı.