Enes ZİYA
Köşe Yazarı
Enes ZİYA
 

Mü'minin kalbine verilen sekinet

"O Allah, imanlarına iman katmaları için mü’minlerin kalplerine sekînet, huzur ve itminân indirdi. Göklerin ve yerin orduları yalnızca Allah’ındır. Allah, her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Fetih suresi 4. ayet) Sekînet; sükûn ve huzur demektir. Kalbin, görüp idrak ettiği açık deliller sebebiyle huzura ermesi böylece tüm varlığıyla düşünce ve endişe sınırından kurtulup yakîn ve itminân hâline erişmesidir. Bu makamda kalpteki ilimler kesinlik ifade eder. Sahibini korku ve endişelerden salim kılıp huzura eriştirir. İşte Cenâb-ı Hak, umre niyetiyle yanlarına hiçbir silah almaksızın Medine’den çıkıp Mekke’ye doğru yol alan ve Hudeybiye’de başlangıçta hiç de istemedikleri durumlarla karşılaşan mü’minlerin kalbine bir ikram olarak sekînet indirmiş, onları mânen takviye etmiştir. Bu ilâhî yardım olmasaydı, belki Hudeybiye büyük bir fetih haline gelemeyebilirdi. Mesela Allah Resûlü (s.a.s.), umre için Mekke-i Mükerreme’ye gitme arzusunu açıkladığında, müslümanlar korku ve endişeye kapılarak münafıklar gibi bunun apaçık ölüme gitmek demek olduğunu düşünüp sefere katılmak istemeyebilirlerdi. Hudeybiye’de kâfirler müslümanları umre yapmaktan alıkoyduğunda, Hz. Osman’ın şehîd edildiği haberi geldiğinde veya Ebu Cendel o perişan haliyle müslümanların gözleri önünde cânî müşriklere geri çevrildiğinde müslümanlar tahrike kapılıp taşkınlık yapabilirlerdi. Hele maddelerini bir türlü hazmedemedikleri anlaşmanın imzalanma sırasında bir itaatsizlik olabilirdi. Fakat Cenâb-ı Hakk’ın, gönüllerine indirdiği o sekînet, huzur ve itminân sayesinde mü’minler her bakımdan Allah Resûlü (s.a.s.)’in emrine teslimiyet gösterdiler. İmtihanı kazandılar. Böylece o son derece tehlikeli sefer, en büyük bir zaferle neticelenmiş oldu.     İşte göklerin ve yerin bütün orduları emrinde bulunan Cenâb-ı Hak, istediği zaman onları mü’minlere yardım için seferber eder, onları destekler, kalplerine huzur verir ve onları her türlü hayra muvaffak kılar. Ki bu hayırların kemâli, günahlardan arınıp cennete girebilmektir. Allah Teâlâ da, imanlarında sebat edip buyruklarını tutan erkek kadın tüm mü’minleri cennete koyacağını müjdelemektedir.
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2024 - Çarşamba

Mü'minin kalbine verilen sekinet

"O Allah, imanlarına iman katmaları için mü’minlerin kalplerine sekînet, huzur ve itminân indirdi. Göklerin ve yerin orduları yalnızca Allah’ındır. Allah, her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.(Fetih suresi 4. ayet)

Sekînet; sükûn ve huzur demektir. Kalbin, görüp idrak ettiği açık deliller sebebiyle huzura ermesi böylece tüm varlığıyla düşünce ve endişe sınırından kurtulup yakîn ve itminân hâline erişmesidir. Bu makamda kalpteki ilimler kesinlik ifade eder. Sahibini korku ve endişelerden salim kılıp huzura eriştirir. İşte Cenâb-ı Hak, umre niyetiyle yanlarına hiçbir silah almaksızın Medine’den çıkıp Mekke’ye doğru yol alan ve Hudeybiye’de başlangıçta hiç de istemedikleri durumlarla karşılaşan mü’minlerin kalbine bir ikram olarak sekînet indirmiş, onları mânen takviye etmiştir. Bu ilâhî yardım olmasaydı, belki Hudeybiye büyük bir fetih haline gelemeyebilirdi. Mesela Allah Resûlü (s.a.s.), umre için Mekke-i Mükerreme’ye gitme arzusunu açıkladığında, müslümanlar korku ve endişeye kapılarak münafıklar gibi bunun apaçık ölüme gitmek demek olduğunu düşünüp sefere katılmak istemeyebilirlerdi. Hudeybiye’de kâfirler müslümanları umre yapmaktan alıkoyduğunda, Hz. Osman’ın şehîd edildiği haberi geldiğinde veya Ebu Cendel o perişan haliyle müslümanların gözleri önünde cânî müşriklere geri çevrildiğinde müslümanlar tahrike kapılıp taşkınlık yapabilirlerdi. Hele maddelerini bir türlü hazmedemedikleri anlaşmanın imzalanma sırasında bir itaatsizlik olabilirdi. Fakat Cenâb-ı Hakk’ın, gönüllerine indirdiği o sekînet, huzur ve itminân sayesinde mü’minler her bakımdan Allah Resûlü (s.a.s.)’in emrine teslimiyet gösterdiler. İmtihanı kazandılar. Böylece o son derece tehlikeli sefer, en büyük bir zaferle neticelenmiş oldu.

    İşte göklerin ve yerin bütün orduları emrinde bulunan Cenâb-ı Hak, istediği zaman onları mü’minlere yardım için seferber eder, onları destekler, kalplerine huzur verir ve onları her türlü hayra muvaffak kılar. Ki bu hayırların kemâli, günahlardan arınıp cennete girebilmektir. Allah Teâlâ da, imanlarında sebat edip buyruklarını tutan erkek kadın tüm mü’minleri cennete koyacağını müjdelemektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri blossomtips.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri