Sel gider kum kalır, el gider komşu kalır.
Evden önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş gerek.
İnsanın yalnız yaşaması zordur. Aileden sonra beşeri münasebetlerimizde ilk sırayı komşularımız almaktadır. Komşu ve komşulukla ilgili birçok söz ve deyim olduğu gibi, insanlara yol gösterici olan Kur’an ı Kerim ve hadisi şeriflerde de komşuluk konusunun önemi vurgulanmıştır.
Türkçemizde komşu diye ifade ettiğimiz kelime Arapçada “câr” şeklinde kullanılmıştır. Câr yakın olan yakınlık gibi manalara gelmektedir, ayrıca yakın komşu ve uzak komşu gibi bir tasnif de söz konusudur. Müfessirlere göre yakın komşu;
a) Evi en yakın olan
b) Akrabalar
c) Müslümanlar
Uzak Komşu ise
a) Evi uzak olanlar
b) Akrabalıkları bulunmayanlar
c) Gayri müslimler
Komşuluk hakkında Kur’an ı Kerimde ve hadislerde vurgu yapılmıştır. (Nisa süresi 36-37. ayet) “Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı bırakacak zannettim.” hadisi şerifini de bir örnek gösterebiliriz. Komşuluk hakkında, Hakkullah (Allah hakkı) ve Hakkul ibâd” (kul hakkı) diye iki durum söz konusudur. Ayrıca fıkıhta komşuluk hakları irtifak hakları olarak da düzenlenmiştir.
Su alma hakkı (hakkuş şirb), geçit hakkı (hakkul mûrûr), manzara hakkı (bina yapmamak), pencere açma hakkı, şufa hakkı vb bunların bazılarındandır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), “Allah’a ve Ahiret gününe iman eden komşusunu eziyet etmesin. Komşusu fenalıklarından güvende olmayan vallahi iman etmiş olmaz.” vb sözlerle komşu haklarına dikkatimizi çekmektedir.
Alimlerimiz de üzerimizde ki haklara göre komşuları şöyle sıralamışlardır.
1) Bir hakkı olan komşular: Müslüman olmayanlardır, sadece komşuluk hakkı vardır.
2) İki hakkı olan komşular: Müslümanlardır, hem komşuluk hem din kardeşliği hakları vardır.
3) Üç hakkı olan komşular: Akraba olan müslümanlardır. Bunların komşuluk, din kardeşliği ve akrabalık hakları vardır.
Komşusunun gıybetini yapmamak, hastalanınca ziyaretini gitmek, vefat ettiğinde cenazesine gitmek, yardım istediğini geri çevirmemek, mübarek gün ve gecelerde tebrikleşmek, üzüldüğünde üzüntüsünü paylaşmak, komşusunun özel hayatını araştırmamak, çocuklarının gürültülerine sabretmek, evde yapılacak ve gürültü olacak tamiratlarda komşusunu haberdar etmek, site ve apartman kurallarına uymak. Radyo, televizyon gibi cihazların sesini fazla açmamak, mümkünse komşudan bir şey istememek, ödünç alınan eşyayı en kısa zamanda (istenmeden) geri vermek, yeni taşınan komşuya yardımcı olup hoş geldiniz ziyaretine gitmek gibi haklar, komşu haklarından sayılabilir.
Son yıllarda televizyon, gazete ve sosyal medyada komşuluk ilişkilerinde ki olumsuzluklar dikkate alındığında bu konunun önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Bugün mahkemelerin konusu haline gelen bu haklara kul hakkı ve Allah hakkı olarak bakarsak bu olumsuzluklar elbette azalacak ve toplumda arzulanan düzen sağlanacaktır.