casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri deneme bonusu 2024 deneme bonusu veren siteler güncel deneme bonusu veren siteler deneme bonusu yeni deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler yeni deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler yeni deneme bonusu veren siteler yeni

Enes ZİYA
Köşe Yazarı
Enes ZİYA
 

Şeytanın tuzağı

Şeytanın, musibetle karşılaşan kimseye karşı başvurduğu hilesi şudur:  Geçmişinde yaşadığı tüm sıkıntıları da buna ekleyip hiç iyi bir gün görmediğini düşündürtür, nimetleri yok saydırır. Geleceğin de hep sıkıntılı geçeceğini düşündürterek sabrını tükettirir ve karamsar yapar.     Bu hile karşısında şuurlu mümine düşen şudur: Geçmişteki sıkıntılar geçtiği gibi bu sıkıntı da bir gün geçip gidecektir, sabretmeli.      Geçmiş sadece sıkıntılarla dolu olmayıp nimetler de vardır ve onlara şükretmeli.      Gelecek için Allah'a hüsnü zan göstermeli, tevekkül etmeli. *  Hayat hiç birimiz için dümdüz bir yol değildir, inişli çıkışlı, tümsekli çukurlu bir yoldur. Elbette her insanın imtihanı bir değildir. Kimilerinin önüne küçük tümsekler, kimilerinin önüne ise yalçın dağlar çıkabilir. Kimilerinin önüne küçük çukurlar, kimilerinin önüne derin kuyular çıkabilir.       Ecir ve mükâfâtın büyüklüğü, sınav ile doğru orantılıdır. En büyük sınavları yaşayan peygamberler en büyük ecrin de sahibidirler.          İnsanın yaşadığı her bir olayda, karşılaştığı her bir durumda onu yoldan çıkarmaya çalışan şeytanın, musibetzede insanlara karşı başvurduğu şöyle bir taktik vardır:       Sıkıntı ile karşılaşan insanı şeytan, hayal dünyasında bir anlığına geçmişe, bir anlığına da geleceğe götürür.         Geçmişe götürdüğünde insanın sabrını zorlamak, onu Allah'a karşı isyan ettirebilmek, hiç değilse bu musibete sabrederek ecir ve sevap kazanmasını engellemek için derhal onun geçmişte yaşadığı diğer musibetleri, karşılaştığı diğer zorlukları da yığarak hayatın zorluklarla dolu ve çekilmez olduğu, bugüne kadar ömründe hiç iyi bir gün görmediği duygusu meydana getirir. Bu tuzağa hepimiz en az birkaç defa düşmüşüzdür.        Bu duruma düşen insan, hayatın içinde aslolanın kötülük olduğunu, iyilik ve güzelliklerin nâdir olduğunu düşünmeye başlar. Nihayet geçmişinde bunca zaman Allah tarafından kendisine bahşedilmiş bütün nimetleri bir anda yok sayma, küçümseme yoluna giden insan çoğu zaman farkında olmayarak geçmişi ile ilgili şükürsüzlük ve nankörlük durumuna düşer. Hayata, kadere, talihe, bahta içten içe kahreder. Zaten kader ona hep çelme takmış, gelen vurmuş, giden vurmuş diye düşünür. Bu tıpkı, bir defa hasta olan insanın, sanki geçmişte hiç sağlıklı olmadığını düşünmesi gibi yanıltıcıdır. Oysa çoğu insan açısından geçmişteki hastalık zamanlarının tümü, sağlıklı olduğu zamanların binde biri bile değildir. Ama şeytan bir kere çengeli takınca insana kötülüğü çok, iyiliği yok gibi gösterir.       Şeytan, musibete duçar olan insanı hayal âleminde geleceğe götürdüğünde de ona geleceği kapkaranlık, belirsiz, sıkıntılı, dolambaçlı gösterir. "Bugüne kadar hayatında ne gördün ki bundan sonra ne göresin?" diye vesveseler verir. Böylece insan geleceğe dönük olarak kötümser, karamsar, ümitsiz bir tavır içinde olur. Yaşamaktan zevk almaz hale gelir.      Şeytanın tuzağına kanan bu musibetzede insanın psikolojisini Kur'an şu şekilde ortaya koyar: "Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur." (Hûd 11/9)       Kur'an'ın belirttiğine göre şuurlu müminler şeytanın bu hilesi ve tuzağının farkındadırlar. Onlar bir musibetle karşılaştıklarında ne geçmişteki iyilikleri görmezden gelerek nankörlük yaparlar ne de geleceğe yönelik olarak ümitsizlik batağı içine düşerler.       Rabbimiz onların durumunu şu şekilde haber verir: "O sabredenler, başlarına bir musibet geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır." (Bakara 2/156-157)      Şeytan onlara geçmişteki musibetleri hatırlattıkça onlar bunu şeytanın aleyhine çevirerek şöyle derler: Ey şeytan! Geçmişten bugüne başıma gelen musibetlerin çetelesini tutarak beni Allah'a isyan ettirmeye çalışıyorsun ama boşuna! Nasıl ki o musibetlerin hiçbirisi kalıcı olmadı, gelip geçti ise bu musibet de mutlaka gelip geçecektir.         Şeytan onlara gelecekte yaşayabilecekleri musibetleri hatırlattıkça onlar şöyle derler: Ey şeytan! Biz bu dünyada Allah'ın kullarıyız, O'na aitiz. Bizim Rabbimiz ve ilahımız O'dur. Sonunda yine O'na döneceğiz. Rabbimiz bu dünyaya bizi keyif çatmaya, günümüzü gün etmeye, tatil yapmaya göndermedi. Biz burada bir imtihandayız. O'nun bizden istedikleri var. Bir gün bu imtihanın sonuçlarını göreceğiz. Kaldı ki geçmişimizde nasıl nimetlerle dolu zamanlar geçirdiysek Allah mutlaka gelecekte de bize nimetlerini ikram edecek, zorlukları kolaylığa dönüştürecektir. Biz Ondan asla ümidimizi kesmeyiz.      Onlar, gelecek konusunda Allah'a hüsnü zan beslerler, tevekkül ederler. Kur'an onların ruh halini ve tavrını şu şekilde dile getirir: "Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler." (Tevbe 9/51)
Ekleme Tarihi: 24 Ağustos 2025 -Pazar

Şeytanın tuzağı

Şeytanın, musibetle karşılaşan kimseye karşı başvurduğu hilesi şudur:  Geçmişinde yaşadığı tüm sıkıntıları da buna ekleyip hiç iyi bir gün görmediğini düşündürtür, nimetleri yok saydırır. Geleceğin de hep sıkıntılı geçeceğini düşündürterek sabrını tükettirir ve karamsar yapar.
    Bu hile karşısında şuurlu mümine düşen şudur: Geçmişteki sıkıntılar geçtiği gibi bu sıkıntı da bir gün geçip gidecektir, sabretmeli. 
    Geçmiş sadece sıkıntılarla dolu olmayıp nimetler de vardır ve onlara şükretmeli.
     Gelecek için Allah'a hüsnü zan göstermeli, tevekkül etmeli.

Hayat hiç birimiz için dümdüz bir yol değildir, inişli çıkışlı, tümsekli çukurlu bir yoldur. Elbette her insanın imtihanı bir değildir. Kimilerinin önüne küçük tümsekler, kimilerinin önüne ise yalçın dağlar çıkabilir. Kimilerinin önüne küçük çukurlar, kimilerinin önüne derin kuyular çıkabilir.
      Ecir ve mükâfâtın büyüklüğü, sınav ile doğru orantılıdır. En büyük sınavları yaşayan peygamberler en büyük ecrin de sahibidirler. 
        İnsanın yaşadığı her bir olayda, karşılaştığı her bir durumda onu yoldan çıkarmaya çalışan şeytanın, musibetzede insanlara karşı başvurduğu şöyle bir taktik vardır:
      Sıkıntı ile karşılaşan insanı şeytan, hayal dünyasında bir anlığına geçmişe, bir anlığına da geleceğe götürür. 
       Geçmişe götürdüğünde insanın sabrını zorlamak, onu Allah'a karşı isyan ettirebilmek, hiç değilse bu musibete sabrederek ecir ve sevap kazanmasını engellemek için derhal onun geçmişte yaşadığı diğer musibetleri, karşılaştığı diğer zorlukları da yığarak hayatın zorluklarla dolu ve çekilmez olduğu, bugüne kadar ömründe hiç iyi bir gün görmediği duygusu meydana getirir. Bu tuzağa hepimiz en az birkaç defa düşmüşüzdür. 
      Bu duruma düşen insan, hayatın içinde aslolanın kötülük olduğunu, iyilik ve güzelliklerin nâdir olduğunu düşünmeye başlar. Nihayet geçmişinde bunca zaman Allah tarafından kendisine bahşedilmiş bütün nimetleri bir anda yok sayma, küçümseme yoluna giden insan çoğu zaman farkında olmayarak geçmişi ile ilgili şükürsüzlük ve nankörlük durumuna düşer. Hayata, kadere, talihe, bahta içten içe kahreder. Zaten kader ona hep çelme takmış, gelen vurmuş, giden vurmuş diye düşünür. Bu tıpkı, bir defa hasta olan insanın, sanki geçmişte hiç sağlıklı olmadığını düşünmesi gibi yanıltıcıdır. Oysa çoğu insan açısından geçmişteki hastalık zamanlarının tümü, sağlıklı olduğu zamanların binde biri bile değildir. Ama şeytan bir kere çengeli takınca insana kötülüğü çok, iyiliği yok gibi gösterir.
      Şeytan, musibete duçar olan insanı hayal âleminde geleceğe götürdüğünde de ona geleceği kapkaranlık, belirsiz, sıkıntılı, dolambaçlı gösterir. "Bugüne kadar hayatında ne gördün ki bundan sonra ne göresin?" diye vesveseler verir. Böylece insan geleceğe dönük olarak kötümser, karamsar, ümitsiz bir tavır içinde olur. Yaşamaktan zevk almaz hale gelir.
     Şeytanın tuzağına kanan bu musibetzede insanın psikolojisini Kur'an şu şekilde ortaya koyar:
"Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur." (Hûd 11/9)
      Kur'an'ın belirttiğine göre şuurlu müminler şeytanın bu hilesi ve tuzağının farkındadırlar. Onlar bir musibetle karşılaştıklarında ne geçmişteki iyilikleri görmezden gelerek nankörlük yaparlar ne de geleceğe yönelik olarak ümitsizlik batağı içine düşerler. 
     Rabbimiz onların durumunu şu şekilde haber verir: "O sabredenler, başlarına bir musibet geldiği zaman: Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz, derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır." (Bakara 2/156-157)
     Şeytan onlara geçmişteki musibetleri hatırlattıkça onlar bunu şeytanın aleyhine çevirerek şöyle derler: Ey şeytan! Geçmişten bugüne başıma gelen musibetlerin çetelesini tutarak beni Allah'a isyan ettirmeye çalışıyorsun ama boşuna! Nasıl ki o musibetlerin hiçbirisi kalıcı olmadı, gelip geçti ise bu musibet de mutlaka gelip geçecektir. 
       Şeytan onlara gelecekte yaşayabilecekleri musibetleri hatırlattıkça onlar şöyle derler: Ey şeytan! Biz bu dünyada Allah'ın kullarıyız, O'na aitiz. Bizim Rabbimiz ve ilahımız O'dur. Sonunda yine O'na döneceğiz. Rabbimiz bu dünyaya bizi keyif çatmaya, günümüzü gün etmeye, tatil yapmaya göndermedi. Biz burada bir imtihandayız. O'nun bizden istedikleri var. Bir gün bu imtihanın sonuçlarını göreceğiz. Kaldı ki geçmişimizde nasıl nimetlerle dolu zamanlar geçirdiysek Allah mutlaka gelecekte de bize nimetlerini ikram edecek, zorlukları kolaylığa dönüştürecektir. Biz Ondan asla ümidimizi kesmeyiz.
     Onlar, gelecek konusunda Allah'a hüsnü zan beslerler, tevekkül ederler. Kur'an onların ruh halini ve tavrını şu şekilde dile getirir: "Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler." (Tevbe 9/51)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.