Dinimize göre şehitler iki kısma ayrılmaktadır. Birincisi yıkanmadan kanlarıyla elbiseleriyle birlikte defnedilenler. Bunlar savaşlarda, Teröristlerle mücadele ederken yemeye içmeye ve tedaviye fırsat kalmadan şehit olanlardır. İkincisi ise yıkanıp kefenlenerek defnedilenlerdir. Bunlar ise depremler. Salgın hastalıklılar, Suda boğulanlar, ateşte yananlar, ishal, sıtma, akrep sokması, çocuk doğururken, gurbet ilinde, ilim yolunda, Trafik kazaları gibi buna benzer ölümler, Cuma gecesinde ölenler hep şehittirler. Her iki gurupta ahirette çok büyük iltifatlara nail olacaklardır.
Şehitler ölürken asla ölüm acısı duymazlar. Peygamberimizin ifadesiyle “Tere yağdan kıl çeker gibi acı duymadan” buyurur. Şehitler defnedilinceye kadar etrafı görürler. Enkaz başında çalışanları ağlayanları görüp seyrederler. Mezarlığa giderken ikide bir kendilerine cennet gösterilerek “ işte gideceğin yer burasıdır” denilir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz( a.s.)ölenin, “ beni çabuk götürün Beni çabuk götürün” dediğini ifade etmişlerdir.
Ahiretteki durumlarına gelince; şehitlere çok büyük iltifatlar var. Bazıları şöyle; Kabri cennet bahçelerinden bir bahçedir. Müslümanlara yardım etmek için savaşlara katılma yetkileri var. Mahşer yerinde, cehenneme gitmeye hükmedilmiş yakınlarına şefaat edip kurtarma imkanları var. Yine mahşer yerinde şehitler kürsüler üzerinde oturacaklar. Yanlarından geçen veliler, Peygamberler kendilerini tebrik edip selamlayacaklardır. Kıyamet gününde Allah Teâlâ” O gün herkesin kendine yeter bir derdi bir belası vardır” buyrulur. ( Abese süresi ayet: 37) şehitler ise cennetten getirilmiş ipek elbiseler içinde rahat olacaklardır. Cennette o kadar çok itibar görecekler ki ; sonunda Allah’a (c.c.) muracat edip” Ya Rabbi ;bizleri dünyaya gönder tekrar tekrar şehit olmak istiyoruz.” diye yalvaracaklardır.Allah Teala (c.c.) Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurur;”Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma bilakis onlar diridirler. Rabları katında cennet meyvelerinden rızıklanıyorlar. Onlar Allah’ın (c.c.)kendilerine olan bağışından dolayı neşelidirler.( Ali İmran süresi, Ayet;169-170)Burada şu hadis-i Şerifi de nakletmeden geçemeyeceğim: Rasülüllah Efendimiz( s.a.)“Şehitliğe ulaşmayı sıdk ile isteyen kimseyi Allah Teâlâ şehitler mertebesine ulaştırır. Velevki döşeğinde ölse bile” buyurur. Bu demek oluyor ki isteyen herkes şehitliğe ulaşabilir. Allah Teâlâ şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar, yakınlarına ve milletimize sabrı cemil nasip eylesin. Amin