casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri casino siteleri 2025 güvenilir casino siteleri deneme bonusu 2024 deneme bonusu veren siteler güncel deneme bonusu veren siteler deneme bonusu yeni deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler yeni deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler yeni deneme bonusu veren siteler yeni

CHP’den Karabatı’ya sorular

SİYASET (KH) - Yasin KESKİN | 16.12.2025 - 13:22, Güncelleme: 16.12.2025 - 15:53 2074 kez okundu.
 

CHP’den Karabatı’ya sorular

Karacabey’de iki belediye başkan yardımcısı hakkında ortaya çıkan iddialar gündemdeki yerini korumaya devam ederken, Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın bu iddialara cevap vermemesi tepkilere neden oluyor. Bu tepkilerden biri de CHP Karacabey İlçe Başkanı Mustafa Utku’dan geldi.

  Daha öncede konuyla ilgili açıklamada bulunduklarını fakat Başkan Karabatı’nın iddialar karşısından sessiz kaldığını söyleyen Başkan Utku, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Karacabey Belediyesi’nde aylardır tartışılan iddialar, ilişkiler ve yönetim tercihleri, kamuoyunun tüm ısrarlı beklentilerine rağmen hâlâ aydınlatılmamıştır. Belediye Başkanı Sayın Fatih Karabatı’nın, kendisine yöneltilen soruları sistematik biçimde yanıtsız bırakması, konuları çarpıtması ve dikkatleri asıl meselelerden uzaklaştırma çabaları, kamu adına dile getirdiğimiz soruların ne kadar yerinde ve isabetli olduğunu açıkça göstermektedir.    Oysa Karacabey’in geleceğini ilgilendiren bu sorunlar, kişisel tartışmaların değil; şeffaflığın, hesap verebilirliğin ve kurumsal yönetim ciddiyetinin konusu olmak zorundadır. Buna rağmen belediye yönetiminin tercihleri, Karacabey’de belirli kişiler üzerinden şekillenen bir yapı olduğu yönündeki endişeleri her geçen gün artırmaktadır. Bu yapı tartışmasının merkezinde ise iki isim bulunmaktadır: Belediye Başkan Yardımcısı Bora Akın ve Karacabey’e hangi ihtiyaçla getirildiği hâlâ açıklanmayan Ömer Galip Pınar.    Pınar’ın Karacabey’e nasıl, kimler tarafından ve hangi gerekçeyle getirildiği konusunda belediye bugüne kadar tek bir açıklama yapmamıştır. Karacabey Belediyesi’nde Pınar kadar donanımlı bir bürokrat, bir çalışanı yok mudur? Çevre il ve ilçelerde, hatta Bora Akın’ın eski görev yaptığı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde dahi alanında son derece yetkin ekipler bulunurken; Pınar’ın İstanbul’un bir ucundan, Şile’den özel olarak Karacabey’e getirilmesi kamu vicdanında büyük bir soru işareti yaratmaktadır. Bu tercihin kurumsal bir ihtiyacın gereği olmadığı, aksine belirli ilişkilerin yönlendirdiği bir karar olabileceği yönündeki endişeler güçlenmektedir.    Dahası, kamuoyu içerisinde konuşulan Akın ve Pınar dostluğu neticesinde Pınar’ın Karacabey’e getirilişinde Bora Akın’ın etkisi olup olmadığı sorusu kamuoyunda tartışılmaktadır. Bu durum hem yönetimsel hem etik açıdan ciddi bir sorun teşkil etmektedir. GÖREVLENDİRME SONRASI YAŞANAN İHALE HAREKETLİLİĞİ TESADÜF DEĞİLDİR    Pınar’ın göreve başlamasının hemen ardından Karacabey’de dikkat çekici bir ticari hareketlilik yaşanmıştır. İstanbul merkezli bir şirket grubunun peş peşe belediye ihalelerine girmesi, bu şirketin sahibi ile Pınar arasındaki sosyal medya yakınlıkları ve bu grubun Karacabey’de giderek artan etkinliği, kamuoyunda haklı olarak ‘ilişki ağı var mı?’ sorusunu gündeme getirmiştir.    Belediye tarafından gerçekleştirilen 13 ihalenin en büyük iki tanesinin ‘toplam değeri yaklaşık 85 milyon TL olan projelerin’ aynı şirket grubuna gitmesi, bu soruları daha da derinleştirmektedir.    İlk ihalede dört firma dosya verirken, geç başvuruda bulunan beşinci firmanın kabul edilmesi, normal şartlarda ihale iptalini gerektirirken süreç ısrarla devam ettirilmiş, ihale ilgili şirkete verilmiştir. Bu ihale ısmarlama bir ihale midir?      İkinci ihalede yedi firmanın dosya verdiği süreçte beş firma elenmiş; geriye kalan iki firmadan biri ihaleyi alan şirket grubu, diğeri ise aynı grubun taşeronu olmuştur. Yani belediye, rekabetin oluşmadığı bu tabloyu görmezden gelmiş; kamu yararını korumak yerine belirli bir grubun lehine sonuç doğuran kararları tercih etmiştir.    Bu durum, ‘Pınar-Akın-Şirket Grubu’ ilişkisine dair iddiaları güçlendirmekte, belediyedeki karar alma mekanizmalarının bağımsızlığına yönelik şüpheleri artırmaktadır. KARACABEY KAMUOYU ADINA YANITINI BEKLEDİĞİMİZ SORULAR ŞUNLARDIR Pınar hâlâ İstanbul’dan mı gelip gitmektedir? Eğer öyleyse, bu çalışma düzeni hangi mevzuata göre sürdürülmektedir? Pınar’ın Karacabey’deki fiilî etkisi nedir? Bora Akın ile arasındaki ilişki nedir? Karacabey’e getirilişinde Akın’ın rolü olmuş mudur? Büyük ölçekli işlerin yönlendirilmesinde bu iki ismin etkisi var mıdır? Pınar-Akın-Şirket Grubu arasında kamu yararını etkileyen bir ilişki ağı bulunmakta mıdır? Pınar’ın göreve başlamasıyla birlikte İstanbullu firmaların Karacabey ihalelerine ilgisi neden olağanüstü şekilde artmıştır? Sosyal medyadaki yakınlık görüntüleri, ticari veya idari bir bağlantıya mı işaret etmektedir? Rekabet şartlarının sağlanmadığı ihaleler neden iptal edilmemiştir? Taşeron firma ile ana şirket grubunun ilişkisi belediye tarafından nasıl değerlendirilmektedir? Bu süreçlerde Bora Akın’ın rolü nedir? Belediye Başkanı Fatih Karabatı, bu iddiaları neden sistematik biçimde geçiştirmektedir? Belediye Başkanı Karabatı mecliste biz duruma baktık inceledik böyle bir şey tespit edemedik dediği durum nedir? Başkan Karabatı tarafından hangi durumlar ne ölçüde alınmıştır ki bu ilişkiyi tespit edememiştir?    Karacabey Belediye Başkanı Sayın Fatih Karabatı bu sorulara cevap vermemeyi tercih edebilir; ancak bizim kamu adına bu soruları sorma sorumluluğumuzdan geri adım atmamız söz konusu değildir.    Karacabey’in kıt kaynaklarının kimlere, hangi ilişkiler çerçevesinde ve hangi saiklerle yönlendirildiğini bilmek her yurttaşın hakkıdır. Bu hakkı savunmak ise bizim siyasi görevimizdir.    Karacabey’de gerçek anlamda şeffaflık ve hesap verebilirlik tesis edilene kadar, bu konunun takipçisi olmaya kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz”
Karacabey’de iki belediye başkan yardımcısı hakkında ortaya çıkan iddialar gündemdeki yerini korumaya devam ederken, Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın bu iddialara cevap vermemesi tepkilere neden oluyor. Bu tepkilerden biri de CHP Karacabey İlçe Başkanı Mustafa Utku’dan geldi.

  Daha öncede konuyla ilgili açıklamada bulunduklarını fakat Başkan Karabatı’nın iddialar karşısından sessiz kaldığını söyleyen Başkan Utku, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Karacabey Belediyesi’nde aylardır tartışılan iddialar, ilişkiler ve yönetim tercihleri, kamuoyunun tüm ısrarlı beklentilerine rağmen hâlâ aydınlatılmamıştır. Belediye Başkanı Sayın Fatih Karabatı’nın, kendisine yöneltilen soruları sistematik biçimde yanıtsız bırakması, konuları çarpıtması ve dikkatleri asıl meselelerden uzaklaştırma çabaları, kamu adına dile getirdiğimiz soruların ne kadar yerinde ve isabetli olduğunu açıkça göstermektedir.

   Oysa Karacabey’in geleceğini ilgilendiren bu sorunlar, kişisel tartışmaların değil; şeffaflığın, hesap verebilirliğin ve kurumsal yönetim ciddiyetinin konusu olmak zorundadır. Buna rağmen belediye yönetiminin tercihleri, Karacabey’de belirli kişiler üzerinden şekillenen bir yapı olduğu yönündeki endişeleri her geçen gün artırmaktadır. Bu yapı tartışmasının merkezinde ise iki isim bulunmaktadır: Belediye Başkan Yardımcısı Bora Akın ve Karacabey’e hangi ihtiyaçla getirildiği hâlâ açıklanmayan Ömer Galip Pınar.

   Pınar’ın Karacabey’e nasıl, kimler tarafından ve hangi gerekçeyle getirildiği konusunda belediye bugüne kadar tek bir açıklama yapmamıştır. Karacabey Belediyesi’nde Pınar kadar donanımlı bir bürokrat, bir çalışanı yok mudur? Çevre il ve ilçelerde, hatta Bora Akın’ın eski görev yaptığı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde dahi alanında son derece yetkin ekipler bulunurken; Pınar’ın İstanbul’un bir ucundan, Şile’den özel olarak Karacabey’e getirilmesi kamu vicdanında büyük bir soru işareti yaratmaktadır. Bu tercihin kurumsal bir ihtiyacın gereği olmadığı, aksine belirli ilişkilerin yönlendirdiği bir karar olabileceği yönündeki endişeler güçlenmektedir.

   Dahası, kamuoyu içerisinde konuşulan Akın ve Pınar dostluğu neticesinde Pınar’ın Karacabey’e getirilişinde Bora Akın’ın etkisi olup olmadığı sorusu kamuoyunda tartışılmaktadır. Bu durum hem yönetimsel hem etik açıdan ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

GÖREVLENDİRME SONRASI YAŞANAN İHALE HAREKETLİLİĞİ TESADÜF DEĞİLDİR

   Pınar’ın göreve başlamasının hemen ardından Karacabey’de dikkat çekici bir ticari hareketlilik yaşanmıştır. İstanbul merkezli bir şirket grubunun peş peşe belediye ihalelerine girmesi, bu şirketin sahibi ile Pınar arasındaki sosyal medya yakınlıkları ve bu grubun Karacabey’de giderek artan etkinliği, kamuoyunda haklı olarak ‘ilişki ağı var mı?’ sorusunu gündeme getirmiştir.

   Belediye tarafından gerçekleştirilen 13 ihalenin en büyük iki tanesinin ‘toplam değeri yaklaşık 85 milyon TL olan projelerin’ aynı şirket grubuna gitmesi, bu soruları daha da derinleştirmektedir.

   İlk ihalede dört firma dosya verirken, geç başvuruda bulunan beşinci firmanın kabul edilmesi, normal şartlarda ihale iptalini gerektirirken süreç ısrarla devam ettirilmiş, ihale ilgili şirkete verilmiştir. Bu ihale ısmarlama bir ihale midir?

 

   İkinci ihalede yedi firmanın dosya verdiği süreçte beş firma elenmiş; geriye kalan iki firmadan biri ihaleyi alan şirket grubu, diğeri ise aynı grubun taşeronu olmuştur. Yani belediye, rekabetin oluşmadığı bu tabloyu görmezden gelmiş; kamu yararını korumak yerine belirli bir grubun lehine sonuç doğuran kararları tercih etmiştir.

   Bu durum, ‘Pınar-Akın-Şirket Grubu’ ilişkisine dair iddiaları güçlendirmekte, belediyedeki karar alma mekanizmalarının bağımsızlığına yönelik şüpheleri artırmaktadır.

KARACABEY KAMUOYU ADINA YANITINI BEKLEDİĞİMİZ SORULAR ŞUNLARDIR

  • Pınar hâlâ İstanbul’dan mı gelip gitmektedir?
  • Eğer öyleyse, bu çalışma düzeni hangi mevzuata göre sürdürülmektedir?
  • Pınar’ın Karacabey’deki fiilî etkisi nedir?
  • Bora Akın ile arasındaki ilişki nedir?
  • Karacabey’e getirilişinde Akın’ın rolü olmuş mudur?
  • Büyük ölçekli işlerin yönlendirilmesinde bu iki ismin etkisi var mıdır?
  • Pınar-Akın-Şirket Grubu arasında kamu yararını etkileyen bir ilişki ağı bulunmakta mıdır?
  • Pınar’ın göreve başlamasıyla birlikte İstanbullu firmaların Karacabey ihalelerine ilgisi neden olağanüstü şekilde artmıştır?
  • Sosyal medyadaki yakınlık görüntüleri, ticari veya idari bir bağlantıya mı işaret etmektedir?
  • Rekabet şartlarının sağlanmadığı ihaleler neden iptal edilmemiştir?
  • Taşeron firma ile ana şirket grubunun ilişkisi belediye tarafından nasıl değerlendirilmektedir?
  • Bu süreçlerde Bora Akın’ın rolü nedir?
  • Belediye Başkanı Fatih Karabatı, bu iddiaları neden sistematik biçimde geçiştirmektedir?
  • Belediye Başkanı Karabatı mecliste biz duruma baktık inceledik böyle bir şey tespit edemedik dediği durum nedir?
  • Başkan Karabatı tarafından hangi durumlar ne ölçüde alınmıştır ki bu ilişkiyi tespit edememiştir?

   Karacabey Belediye Başkanı Sayın Fatih Karabatı bu sorulara cevap vermemeyi tercih edebilir; ancak bizim kamu adına bu soruları sorma sorumluluğumuzdan geri adım atmamız söz konusu değildir.

   Karacabey’in kıt kaynaklarının kimlere, hangi ilişkiler çerçevesinde ve hangi saiklerle yönlendirildiğini bilmek her yurttaşın hakkıdır. Bu hakkı savunmak ise bizim siyasi görevimizdir.

   Karacabey’de gerçek anlamda şeffaflık ve hesap verebilirlik tesis edilene kadar, bu konunun takipçisi olmaya kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.