Ahmet Baskındağlı
Köşe Yazarı
Ahmet Baskındağlı
 

2025 AİLE YILI

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 senesini  ‘Aile Yılı’ ilan etti. Çok doğru teşhis, tespit ve karar. Aile toplumun yapı taşıdır. Aile güçlü olursa toplum da güçlü olur, devlette. Ekonomik olarak her zaman sıkıntılar olur, toparlanır ama şu an ailelerde, toplumda bir çürüme içindeyiz, ahlaki çöküntü var. Toplum olarak çok stresliyiz. Yas neydi, dayanışma neydi, komşu ziyareti neydi, sılayı rahim neydi, yaşlı ve hasta ziyareti neydi, arkadaş ve dost ziyareti neydi, ilim insanı, öğretmen ve hoca ziyareti neydi, vefalı olmak ve sabırlı olmak neydi, tebessümlü olmak neydi, haram ve helal neydi, iyilik ve kötülük neydi, cömert olmak neydi, güvenilir olmak neydi, yardımlaşma ve dayanışma neydi, barış ve huzur içinde geçinmek neydi, insanlık neydi? Tüm bu değerlerimizi kayıp mı ettik? Toplumsal bir yozlaşma içinde miyiz? ‘Aile Yılı’ kararına şahsen sevindim. Aile toplumun temel direği. Bunu herkes bilir ve söylerde hakkını verir mi, bilinmez. Eskiden ‘pederşahi aileler’ vardı. Dedelerin, ninelerin, amca ve dayıların da bulunduğu geniş aileler. Torunlar dedeleri ve nineleriyle birlikte huzurla yaşardı. O ne güzel, muazzam dünyaydı. Şimdi ‘çekirdek aileler’ var. Aile, içinde dünyaya geldiğimiz, büyüyüp geliştiğimiz sıcak bir yuvadır. İlk eğitimin alındığı, toplumun kültür ve değerlerinin aktarıldığı, ihtiyaçların karşılandığı bir ortam olan aile, sosyal bir varlık olan insan için vazgeçilmezdir. Uzun bir süre aile ortamında birlikte yaşayan kişilerin özellikle de eşlerin arasında bir takım anlaşmazlıkların çıkması çok tabiidir. Tabii olmayan ise, bu anlaşmazlığı çözümsüz bırakıp ilişkinin yıpranmasına müsaade etmektir. Önce çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Önemli olan, bizim ne olduğumuzdan ziyade eşimizin bizi nasıl algıladığıdır. Eşler arasındaki geçimsizliğin en önemli sebebi, zahmet ve geçinmeyi bilmemektir. Bu kadar fedakârlığa katlanarak evlenmişsek, geçinmeye bir nevi mecburuz. Çünkü ayrılsak bile, ikinci bir evliliği yapacağımızı hiç kimse garanti edemez. Yeni evlenenlerin en büyük yanılgısı, dikensiz bir gül bahçesini düşleyerek hayal kırıklığına uğramalarıdır. ‘Dalgasız deniz ve dikensiz gül bahçesi’ olmayacağını artık bilmemiz ve kabul etmemiz gerekir. Buradaki asıl sorun, ‘sorun çıkmayacağını hayal edip’ hazırlıksız yakalanmaktır. Dolayısıyla böyle bir yanılgıya düşmemek gerekir. İnsanoğlu için istekler sınırsız, ihtiyaçlar farklı ve imkânlar sınırlı olduğuna göre ‘önemli olan şey, önceliklere odaklanmaktır.’ Bazı ailevi problemler, erkeğin kendi işiyle aşırı ilgilenerek ailesine fazla zaman ayırmamasından kaynaklanır. ‘Gözden ırak olan gönülden de ırak olur’, şeklindeki atasözü boşuna söylenmemiştir. Eşlerin yeteri kadar görüşmemesi, diyalogsuzluğa yol açar. Evliliğin olmazsa olmaz şartı, ‘samimiyet ve sadakattir.’ Zoru, sıkıntıyı, acıyı görünce kaybolan bir eş, tatlı ve mutlu günleri hak edemez. Unutmayalım, Allah Teâla her derde bir derman yaratmıştır. Acılı günler sonsuza kadar sürüp gitmez. ‘Bir gün üzerimizdeki kara bulutlar dağılacak, güneş güzel ve sıcak yüzünü bize de gösterecektir inşallah’, diye düşünmek gerekir. Sağlıklı, huzurlu, bereketli haftalar diliyorum. İZMİR TARIM VE HAYVANCILIK FUARI Türkiye’nin en büyük tarım, ziraat ekipmanları ve hayvancılık fuarı 04-08 Şubat 2025 tarihlerinde İzmir’de yapılacak. Pandemiden beri ilçemizden fuarlara otobüs kaldırılmıyor. İlçemizin en büyük sivil toplum kuruluşu olan Ziraat Odası’nın üyelerine ücretli veya ücretsiz günübirlik İzmir Fuarı için organizasyon yapmasını bekliyoruz.
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı

2025 AİLE YILI

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 senesini  ‘Aile Yılı’ ilan etti. Çok doğru teşhis, tespit ve karar. Aile toplumun yapı taşıdır. Aile güçlü olursa toplum da güçlü olur, devlette.

Ekonomik olarak her zaman sıkıntılar olur, toparlanır ama şu an ailelerde, toplumda bir çürüme içindeyiz, ahlaki çöküntü var. Toplum olarak çok stresliyiz. Yas neydi, dayanışma neydi, komşu ziyareti neydi, sılayı rahim neydi, yaşlı ve hasta ziyareti neydi, arkadaş ve dost ziyareti neydi, ilim insanı, öğretmen ve hoca ziyareti neydi, vefalı olmak ve sabırlı olmak neydi, tebessümlü olmak neydi, haram ve helal neydi, iyilik ve kötülük neydi, cömert olmak neydi, güvenilir olmak neydi, yardımlaşma ve dayanışma neydi, barış ve huzur içinde geçinmek neydi, insanlık neydi? Tüm bu değerlerimizi kayıp mı ettik? Toplumsal bir yozlaşma içinde miyiz?

‘Aile Yılı’ kararına şahsen sevindim. Aile toplumun temel direği. Bunu herkes bilir ve söylerde hakkını verir mi, bilinmez. Eskiden ‘pederşahi aileler’ vardı. Dedelerin, ninelerin, amca ve dayıların da bulunduğu geniş aileler. Torunlar dedeleri ve nineleriyle birlikte huzurla yaşardı. O ne güzel, muazzam dünyaydı. Şimdi ‘çekirdek aileler’ var.

Aile, içinde dünyaya geldiğimiz, büyüyüp geliştiğimiz sıcak bir yuvadır. İlk eğitimin alındığı, toplumun kültür ve değerlerinin aktarıldığı, ihtiyaçların karşılandığı bir ortam olan aile, sosyal bir varlık olan insan için vazgeçilmezdir. Uzun bir süre aile ortamında birlikte yaşayan kişilerin özellikle de eşlerin arasında bir takım anlaşmazlıkların çıkması çok tabiidir. Tabii olmayan ise, bu anlaşmazlığı çözümsüz bırakıp ilişkinin yıpranmasına müsaade etmektir. Önce çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Önemli olan, bizim ne olduğumuzdan ziyade eşimizin bizi nasıl algıladığıdır. Eşler arasındaki geçimsizliğin en önemli sebebi, zahmet ve geçinmeyi bilmemektir. Bu kadar fedakârlığa katlanarak evlenmişsek, geçinmeye bir nevi mecburuz. Çünkü ayrılsak bile, ikinci bir evliliği yapacağımızı hiç kimse garanti edemez.

Yeni evlenenlerin en büyük yanılgısı, dikensiz bir gül bahçesini düşleyerek hayal kırıklığına uğramalarıdır. ‘Dalgasız deniz ve dikensiz gül bahçesi’ olmayacağını artık bilmemiz ve kabul etmemiz gerekir. Buradaki asıl sorun, ‘sorun çıkmayacağını hayal edip’ hazırlıksız yakalanmaktır. Dolayısıyla böyle bir yanılgıya düşmemek gerekir.

İnsanoğlu için istekler sınırsız, ihtiyaçlar farklı ve imkânlar sınırlı olduğuna göre ‘önemli olan şey, önceliklere odaklanmaktır.’ Bazı ailevi problemler, erkeğin kendi işiyle aşırı ilgilenerek ailesine fazla zaman ayırmamasından kaynaklanır. ‘Gözden ırak olan gönülden de ırak olur’, şeklindeki atasözü boşuna söylenmemiştir. Eşlerin yeteri kadar görüşmemesi, diyalogsuzluğa yol açar.

Evliliğin olmazsa olmaz şartı, ‘samimiyet ve sadakattir.’ Zoru, sıkıntıyı, acıyı görünce kaybolan bir eş, tatlı ve mutlu günleri hak edemez. Unutmayalım, Allah Teâla her derde bir derman yaratmıştır. Acılı günler sonsuza kadar sürüp gitmez. ‘Bir gün üzerimizdeki kara bulutlar dağılacak, güneş güzel ve sıcak yüzünü bize de gösterecektir inşallah’, diye düşünmek gerekir.

Sağlıklı, huzurlu, bereketli haftalar diliyorum.

İZMİR TARIM VE HAYVANCILIK FUARI

Türkiye’nin en büyük tarım, ziraat ekipmanları ve hayvancılık fuarı 04-08 Şubat 2025 tarihlerinde İzmir’de yapılacak. Pandemiden beri ilçemizden fuarlara otobüs kaldırılmıyor. İlçemizin en büyük sivil toplum kuruluşu olan Ziraat Odası’nın üyelerine ücretli veya ücretsiz günübirlik İzmir Fuarı için organizasyon yapmasını bekliyoruz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karacabeyhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri meritking kingroyal deneme bonusu veren siteler aviator güvenilir casino siteleri editorbet