Müslümanlık, güvenle kaimdir. İnsanlar canları ve malları hususunda ellerinizden ve dillerinizden emin değillerse, Müslümanlığınızda bir problem var demektir. Hz. Peygamber (sav)’in tarif ettiği Müslüman, emin insandır.
“(İyi) Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir. (Asıl) muhacir de Allah’ın yasakladıklarını terk edendir.” (Buhârî, Îman 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îman 64-65)
İyi ve olgun mümini tanıtan hadîs-i şerîflerin sayısı oldukça kabarıktır. Resûl-i Ekrem Efendimiz Müslümanı çok değişik yönleriyle tanıtmıştır.
Bir başak hadiste Efendimiz (asm), Müslümanı “Müslümanlara zarar vermeyen kişi” diye takdim etmektedir: “(İyi) Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir. Muhacir ise, Allah’ın yasakladığı şeylerden uzak duran kimsedir.” (Buhârî, Îmân 4-5, Rikâk 26; Müslim, Îmân 64-65) Hadisin bazı rivayetlerinde sadece Müslümanların değil, “elinden ve dilinden bütün insanların salim kaldığı kimse” şeklinde de gelmiştir (Müsned, II, 224; Mecmaü’z-zevâid, III, 268)
Bu hadis, Peygamberimiz (asm)’ın “cevâmiü’l-kelim” olan, yani az kelimeyle çok büyük anlamlar ifade eden sözlerinden sayılır. Hadiste kastedilen Müslüman, kâmil bir imana ve sâlih amele sahip olan kimsedir. Yoksa bu vasfı tam olarak taşımayan bir kimsenin, Müslüman olmayacağı anlamına gelmez. İnsanın çok kullandığı iki uzvu el ve dil, hadiste özellikle anılmıştır. Çünkü yapılan kötülükler, başkasına zarar verme işi, yaygın olarak bu iki uzuvla ilgilidir.
Tasavvurda, tavırda ve kararda insanlığa faydalı olmak, bütün zamanlarda ve mekânlarda Müslüman insanın vazgeçilmez vasfıdır. Müslüman ırkını, aşiretini, nesebini bir üstünlük sebebi görmez. Çünkü babasını annesini seçemediği gibi yukarıda saydığım hususlarda da seçici olamaz. Niye bu ırktanım diye soramaz. Bununla da övünemez. Müslüman dilini de üstünlük sebebi göremez, övünmez de yerinmez de. Cennete götüren dil olmadığı gibi, cehenneme götüren dil de yoktur. Dolayısıyla din ve dil üzerinden insanların güvenliklerini ihlal etmek, Allah’ın dinine ihanet etmektir.
Müslüman bütün insanlığın güven yurdudur. Müslüman kendisine sığınana ihanet etmediği gibi, ihanete uğrayan insanlığa da seyirci kalamaz. İnsanın insanlığına kurulan bütün tuzakları bozmaktan da asla geri duramaz. İnsan olmak büyük zarafet. İnsanlık önce Allah’a sonra Müslümana emanet.