Kur'an'ın nüzulüne ev sahipliği yaptığı için hadisi şeriflerde 'Kuran ayı' olarak nitelenen dünyevi ve uhrevi büyük fırsatlar sunan Ramazanı Şerife bizleri ulaştıran Allah'a hamdü senalar olsun.    Bu ay ile birlikte rahmet, bereket ve sevinç gibi kavramları iliklerimize kadar hissedeceğiz inşallah.    Oruç zahmetli bir ibadettir. Bu zahmetli ibadetimizi sabır ile rahmete dönüştürmek bizim elimizdedir. Oruç ibadeti ile en çok sınanacağımız konuların başında sabır gelecektir. Biz bu ibadetimizi sırf Allah emretti diye yapıyoruz.    Aile içersinde yaşanan Ramazan'ı Şerifin tadına doyum olmaz. İftarı, sahuru, mukabelesi, teravih, Kadir gecesi ve bayramı ile Ramazan bir mutluluk ayıdır adeta.    Bu noktada oruçlarımızı sünnete uygun bir şekilde tutmamız, usulüne uygun hareket etmemiz de çok mühimdir. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hadisi şeriflerinde şöyle buyurur; “Hiçbiriniz oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimseyle çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa ona sadece ben oruçluyum desin.” buyurmuştur.     Bir başka hadisi şeriflerinde ise yine Peygamberimiz sallallahu aleyhi selem “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.'' buyurdular.    Ramazan ayında evlerimizde bir bereket olur, bu bereketi her halükarda hissederiz. İftara evlerimize misafir davet etmemiz veya çağrıldığımız bir iftara icabet etmemiz ayrı bir heyecan verir. Yeriz, içeriz, hoş sohbet yaparız. Buna şahit olan çocuklarımıza da unutulmaz bir dini mirası aktarmış oluruz.    Nasıl ki düğünlerde, okul mezuniyetlerinde sevinçli bir açılış töreninde ortam süsleniyor ise Ramazan'ı Şerifin gelmesiyle evlerimizde gözle görülür bir takım değişiklikler yapmamız, çocuklarımıza örneklik açısından son derece önemlidir.    Evimizin kapısına odamızın en güzel yerlerine “Hoş geldin ya şehri Ramazan” ifadeleri onların ışıklarla daha bir canlı hale getirilmesi, ortamın havasını değiştirecektir. Bu heyecanı büyükler olarak bizler gönlümüzde yaşamalıyız ki, bu halimiz ile çocuklarımız onları bire bir görüp sonraki hayatlarına bunları uygulayabilsinler.     Diğer zamanlarda olmayıp sadece Ramazan'a has olarak gecenin sahur vaktinde müminleri oruca kaldırmak için çalınan davul bizleri ve çocuklarımızı da heyecanlandırır. Çocukluğumuzda büyüklerimiz o karanlık sokaklarda davulcuyu görmemiz için bizleri kaldırırlardı ve onları ilgiyle takip ederdik. Söylenen manileri o yaşlarda çok anlayamasak da iyi şeyleri terennüm ettiklerinden emindik.    Ramazan'da bir başka aylarda olmayan bir güzellik de camilerde topluca kıldığımız teravih namazlarıdır. Teravihin uzun olması sebebiyle tek başımıza kıldığımızda bir yılgınlık olabilir. Lakin cemaat ile eda edildiğinde aralarda getirilen selatü selamlarla birlikte ve sonlardaki ilahiler ile gönüllerimizde bir coşku olur. Kadını-erkeği, genci-yaşlısı bunları ihmal etmemeliyiz. Çocukluğumuzda kıldığımız teravihler bizlerin ilerleyen yaşlarında unutulmaz bir hatıra olarak hatırlanmaktadır.    Ramazan'ın bu coşkusunu hayırlarımız, sadaka, fitre ve zekatlarımızla zenginleştirebilmeliyiz. Fakirleri, borçluları, hastaları, öğrencileri, kimi kimsesi olmayanları unutmamalıyız. Bu manada bir müminin kalbini kazanmak bizlere tarifi imkansız mutluluk verebilir.    Günümüz çocukları gençleri her nimete zahmetsiz ulaşabilmektedir. Onların sözlüklerinde 'yok' kelimesi adeta yoktur .Onlar herkesi kendi içinde bulunduğu nimetlere sahipmiş gibi düşünebilirler. Halbuki bu durum öyle değildir. Dünya üzerinde veya bizim yaşadığımız şehirde, sokakta, apartmanda o imkanlara sahip olmayan yiyecek- giyeceklere sahip olmayan çocukların da olduğunu onlara hatırlatmalıyız. Çocukların ve gençlerin tertemiz dimağlarına merhameti, paylaşma duygusunu yerleştirmenin tam zamanıdır Ramazan ayı.    Günümüzde medya insanları birinci derede yönlendirmektedir. Sosyal medyanın oyun dünyasının çocuklarımıza yüklediği olumsuz davranışları duygusuzluğu bu ay ile birlikte rahmete dönüştürebiliriz. Ailemizde yaşayacağımız dolu dolu bir Ramazan belki de bir çok kitap okumaktan çok daha kalıcı izler bırakabilmektedir.    Ramazan'ın bizim için en önemli hadiselerlerinden birisi de Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmeye başlamış olmasıdır. Kadir Suresi'nde Allahu teala şöyle buyurur; “Biz onu Kur'an ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin (Habibim). Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rabbilerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.  O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”    Günümüzde maalesef Ramazan denilince akla oyun ve eğlence de gelebilmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının, belediyelerin organizesinde olan bu işlerin de usul ve erkana uygun yapılması önem arz eder. Ramazan denilince akla Kur'an okumak, mealini takip etmek, dua, zikir, namaz gibi ibadetlerin gelmesi gerektiğini unutmamalıyız. İşi bağlamında koparmamalıyız.