Senaryosunu Nalan Merter Savaş'ın kaleme aldığı, yönetmenliğini Özgür Bakar'ın üstlendiği "Demir Kadın: Neslican" bugün gösterime girdi. Neslican Tay'ı canlandıran Naz Çağla Irmak'ın yanı sıra Deniz Uğur, Mesut Akusta, Zeynep Elçin, Ahmet Haktan Zavlak, İlker Aksum, Özge Sezince Varley, Şeyma Peçe, Hasan Denizyaran, Cansu Fırıncı, Yurdaer Okur, Meral Çetinkaya, Sedef Şahin ve Nisa Sofiya Aksongur gibi isimler de rol aldı. Paribu Cineverse Kanyon'da gerçekleşen galaya Neslican Tay'ın ailesi de katıldı. Galada yapılan bir röportajda Naz Çağla Irmak şu açıklamada bulundu: "Kariyerim açısından Demir Kadın'dan önce ve sonra diyebilirim. Bu benim hayattaki farkındalıklarım açısından da böyle, sadece mesleki olarak değil. Gerçekten Neslican'ı canlandırdıktan sonra başka bir kapı açıldı. Aslında neyin kıymetli, değerli olduğunu, neyin sadece bir toz bulutu olduğunu öğrenmiş oldum."
Demir Kadın: Neslican
Senaryosunu Nalan Merter Savaş'ın kaleme aldığı, yönetmenliğini Özgür Bakar'ın üstlendiği "Demir Kadın: Neslican" bugün gösterime girdi. Neslican Tay'ı canlandıran Naz Çağla Irmak'ın yanı sıra Deniz Uğur, Mesut Akusta, Zeynep Elçin, Ahmet Haktan Zavlak, İlker Aksum, Özge Sezince Varley, Şeyma Peçe, Hasan Denizyaran, Cansu Fırıncı, Yurdaer Okur, Meral Çetinkaya, Sedef Şahin ve Nisa Sofiya Aksongur gibi isimler de rol aldı. Paribu Cineverse Kanyon'da gerçekleşen galaya Neslican Tay'ın ailesi de katıldı. Galada yapılan bir röportajda Naz Çağla Irmak şu açıklamada bulundu: "Kariyerim açısından Demir Kadın'dan önce ve sonra diyebilirim. Bu benim hayattaki farkındalıklarım açısından da böyle, sadece mesleki olarak değil. Gerçekten Neslican'ı canlandırdıktan sonra başka bir kapı açıldı. Aslında neyin kıymetli, değerli olduğunu, neyin sadece bir toz bulutu olduğunu öğrenmiş oldum."
14 Mart 1998 Bursa doğumlu Neslican Tay, 19 yaşında kanser teşhisi konulduktan sonra hayat mücadelesini sürdürüp sosyal medya hesabından yaşadıklarıyla herkese ilham olmayı başardı. Neslican hayatlarımıza bir kere girdi, ona hayranlık duyduk ve maalesef onu kaybettik duyguları içinde gideceğiz sinema salonlarına. Neslican'ın ilk kanser tecrübesinin filmde oldukça zengin bir yeri var. Kanser olduğunu öğrenmesini takiben, yorucu kemoterapi süreçlerine, kemoterapinin fayda etmemesi sonucu kanserli bölgenin alınması gerekliliğine ve tüm çarelerin neticesiz kalması üzerine ise yapılan amputasyon işlemine geniş yer veriliyor. İlk kanser deneyimi sonrası değişiyor Neslican’ın hayatı. Bacağını kaybediyor her şeyden evvel, sol bacağını. Hayatında gerçekleşen bu radikal değişim sonrası geliştirdiği adaptasyon önemli. Adım adım ilerliyor Neslican, hep umut dolu. Belki de mücadelesinin en dikkate değer yanı bu. Saçlarının dökülmesine ve değnek kullanmasına dair ilk kırılma anlarını yaşasa da, kendisine kel ve bacaksız diye hitap edilmesine müsaade ediyor. Neslican kanser hastalığına değin aktif olarak kullanmadığı sosyal medyasını, hastalığından sonraki süreçlerde aktif olarak kullanmaya başlıyor ve mücadele deneyimlerini diğer insanlarla paylaşmak istiyor. Bizlerin yolu da bu isteğinin doğrultusunda kesişiyor onunla. Filmin ilerleyen dönemlerinde, Neslican’ın yeniden girdiği üniversite sınavında Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünü tam burslu kazanarak İstanbul’a yerleşmesini izliyoruz. Mimarlık hayalinden vazgeçerek rotasını psikolojiye çevirmesi yaşamsal değişikliklerin idealler üzerindeki yansıması olarak değerlendirilebilir. Demir kadın olarak adlandırıyor kendisini ama vücuduna eklemlenen biyonik bacaktan dolayı değil; güçlü ve tutkulu bir kişiliğe sahip olduğu için. Yine zorluklar ve sancılı günler bekliyor Neslican’ı. Üç kez üstesinden geldiği fakat dördüncü defa yeniden karşılaştığı zorluklar. Kısacası, Neslican'ın yaşama tutunma mücadelesini anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor bence.
Filmin oyuncuları, Neslican'ın yaşadıklarını başarılı şekilde yansıtmışlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim bir film, özellikle de Neslican'ın takipçileri bu filmi kaçırmaz diye düşünüyorum. Neslican'ın hem kendisini hem de “Hayatı sevin, yaşamayı sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin” sloganını asla unutamayacağız. Çok hüzünlenerek yazdığım bu yazıyı, mekanın cennet olsun Neslican diyerek tamamlamak istiyorum.
Ekleme
Tarihi: 27 Ocak 2023 - Cuma
Demir Kadın: Neslican
14 Mart 1998 Bursa doğumlu Neslican Tay, 19 yaşında kanser teşhisi konulduktan sonra hayat mücadelesini sürdürüp sosyal medya hesabından yaşadıklarıyla herkese ilham olmayı başardı. Neslican hayatlarımıza bir kere girdi, ona hayranlık duyduk ve maalesef onu kaybettik duyguları içinde gideceğiz sinema salonlarına. Neslican'ın ilk kanser tecrübesinin filmde oldukça zengin bir yeri var. Kanser olduğunu öğrenmesini takiben, yorucu kemoterapi süreçlerine, kemoterapinin fayda etmemesi sonucu kanserli bölgenin alınması gerekliliğine ve tüm çarelerin neticesiz kalması üzerine ise yapılan amputasyon işlemine geniş yer veriliyor. İlk kanser deneyimi sonrası değişiyor Neslican’ın hayatı. Bacağını kaybediyor her şeyden evvel, sol bacağını. Hayatında gerçekleşen bu radikal değişim sonrası geliştirdiği adaptasyon önemli. Adım adım ilerliyor Neslican, hep umut dolu. Belki de mücadelesinin en dikkate değer yanı bu. Saçlarının dökülmesine ve değnek kullanmasına dair ilk kırılma anlarını yaşasa da, kendisine kel ve bacaksız diye hitap edilmesine müsaade ediyor. Neslican kanser hastalığına değin aktif olarak kullanmadığı sosyal medyasını, hastalığından sonraki süreçlerde aktif olarak kullanmaya başlıyor ve mücadele deneyimlerini diğer insanlarla paylaşmak istiyor. Bizlerin yolu da bu isteğinin doğrultusunda kesişiyor onunla. Filmin ilerleyen dönemlerinde, Neslican’ın yeniden girdiği üniversite sınavında Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünü tam burslu kazanarak İstanbul’a yerleşmesini izliyoruz. Mimarlık hayalinden vazgeçerek rotasını psikolojiye çevirmesi yaşamsal değişikliklerin idealler üzerindeki yansıması olarak değerlendirilebilir. Demir kadın olarak adlandırıyor kendisini ama vücuduna eklemlenen biyonik bacaktan dolayı değil; güçlü ve tutkulu bir kişiliğe sahip olduğu için. Yine zorluklar ve sancılı günler bekliyor Neslican’ı. Üç kez üstesinden geldiği fakat dördüncü defa yeniden karşılaştığı zorluklar. Kısacası, Neslican'ın yaşama tutunma mücadelesini anlatmaya kelimeler yetersiz kalıyor bence.
Filmin oyuncuları, Neslican'ın yaşadıklarını başarılı şekilde yansıtmışlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim bir film, özellikle de Neslican'ın takipçileri bu filmi kaçırmaz diye düşünüyorum. Neslican'ın hem kendisini hem de “Hayatı sevin, yaşamayı sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin” sloganını asla unutamayacağız. Çok hüzünlenerek yazdığım bu yazıyı, mekanın cennet olsun Neslican diyerek tamamlamak istiyorum.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.