Hann Yapım’ın Türkiye’de ilk kez gerçekleştirdiği altmışar dakikalık korku ve gerilim temalı üçleme film projesinde; ilk film “İlk Seans: NMSM”nin ardından projenin ikinci filmi olan “İkinci seans: AEEP” 27 Mayıs'ta vizyona girdi. Yönetmenliğini Gökhan Murat Toktamışoğlu'nun yaptığı ve proje tasarımı Onur Aşa’ya ait olan serinin ikinci filmi AEEP’de, hayatı boyunca travmalardan kaynaklı fobileriyle mücadele etmek zorunda kalan Demet’in (Güler Aşık) korkuları ve kabusları anlatılıyor.
Filmin ismi, hikayede yer alan fobilerin baş harflerinden oluşuyor. Ablutofobi (yıkanma korkusu), Emetofobi (kusma korkusu), Eizoptrofobi (ayna korkusu) ve Pedofobi (çocuk korkusu) işleniyor. Vizyonda 14 gün kalacak ve korku-gerilim türünün genel izleyici kitlesi gençlerin cin ve büyü odaklı hikayelerden sıkıldığı düşünülerek yeni bir konsept denendi. Filmin çekimleri tek mekanda yapıldı, serinin üçüncü filmi "Son Seans: MTTH" 17 Haziran'da vizyona girecek.
Zihni Esir Alan Fobiler
Filmin konusuna gelince; Demet, kusma ve yıkanma fobisi yüzünden hem annesinden hem de arkadaşlarından tepki görmüştür. Ayna korkusu, evlenip çocuk sahibi olduktan sonra başlamış ve yansıtan tüm yüzeylerden korkar hale gelmiştir. Kocasının terk etmesi sonrası psikiyatrik tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan sonra temizliğine hiç dikkat etmemiş, çöp bir evde yaşamaya başlamıştır. Komşularından izole bir hayat süren Demet, bir gece ağırlaşan fobik tepkiler yüzünden hayatının kabuslarını yaşayacak ve unutulmaz olayların içine girecektir.
Seyirciden Kötü Karne
Her ne kadar yerli korku sinemasına farklı bir bakış açısı getirme, kısır döngüyü kırma ve yenilikçi ruhu aşılama hedeflenmiş olsa da, filmi izleyen korkuseverlerin büyük bir kısmı olumsuz yorumlarda bulundu. Seyirciler, filmin fragmanından fazlasını vadetmediğini ve senaryonun durağan olmasından ötürü beklentilerini karşılamadığını belirtti.
Yerli korku-gerilim filmlerinde yenilik arayışı içindeki sinemaseverlerin şans vermesi gerektiği türden bir proje, karar sizin.
Zihni Esir Alan Fobiler
Filmin konusuna gelince; Demet, kusma ve yıkanma fobisi yüzünden hem annesinden hem de arkadaşlarından tepki görmüştür. Ayna korkusu, evlenip çocuk sahibi olduktan sonra başlamış ve yansıtan tüm yüzeylerden korkar hale gelmiştir. Kocasının terk etmesi sonrası psikiyatrik tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan sonra temizliğine hiç dikkat etmemiş, çöp bir evde yaşamaya başlamıştır. Komşularından izole bir hayat süren Demet, bir gece ağırlaşan fobik tepkiler yüzünden hayatının kabuslarını yaşayacak ve unutulmaz olayların içine girecektir.
Seyirciden Kötü Karne
Her ne kadar yerli korku sinemasına farklı bir bakış açısı getirme, kısır döngüyü kırma ve yenilikçi ruhu aşılama hedeflenmiş olsa da, filmi izleyen korkuseverlerin büyük bir kısmı olumsuz yorumlarda bulundu. Seyirciler, filmin fragmanından fazlasını vadetmediğini ve senaryonun durağan olmasından ötürü beklentilerini karşılamadığını belirtti.
Yerli korku-gerilim filmlerinde yenilik arayışı içindeki sinemaseverlerin şans vermesi gerektiği türden bir proje, karar sizin.