13 yıl aradan sonra "Avatar" serisinin "Avatar: Suyun Yolu" filmi ülkemizde gösterime girdi. İlk filmdeki olaylardan 10 yıl sonra yaşananlara odaklanan bu filmin yönetmeni yine aynı isim olan James Cameron ve oyuncu kadrosunda Kate Winslet, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Sam Worthington, Oona Chaplin, Stephen Lang, Cliff Curtis, Joel David Moore, CCH Pounder, Jamie Flatters, Matt Gerald, Jack Champion, Britain Dalton, Duane Evans J.r, Bailey Bass gibi isimler bulunmakta. 2009'da vizyona giren ilk "Avatar" filmi 2,92 milyar dolarla tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi olmuştu. Yönetmen James Cameron "Avatar: Su Yolu"nun kâra geçebilmesi için en çok hasılat yapan dördüncü film olması gerektiğini söyledi.
Avatar'ın Muhteşem Dönüşü
13 yıl aradan sonra "Avatar" serisinin "Avatar: Suyun Yolu" filmi ülkemizde gösterime girdi. İlk filmdeki olaylardan 10 yıl sonra yaşananlara odaklanan bu filmin yönetmeni yine aynı isim olan James Cameron ve oyuncu kadrosunda Kate Winslet, Zoe Saldana, Sigourney Weaver, Sam Worthington, Oona Chaplin, Stephen Lang, Cliff Curtis, Joel David Moore, CCH Pounder, Jamie Flatters, Matt Gerald, Jack Champion, Britain Dalton, Duane Evans J.r, Bailey Bass gibi isimler bulunmakta. 2009'da vizyona giren ilk "Avatar" filmi 2,92 milyar dolarla tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi olmuştu. Yönetmen James Cameron "Avatar: Su Yolu"nun kâra geçebilmesi için en çok hasılat yapan dördüncü film olması gerektiğini söyledi.
Filmin öyküsüne gelirsek, “Avatar”, dünyanın neredeyse tüm doğal kaynaklarının tüketildiği 2154’te geçer. RDA (Resources Development Administration / Kaynak Geliştirme İdaresi) adlı kuruluş, Alpha Centauri sisteminde, Polyphemus gezegeninin uydusu Pandora’da, dünya için paha biçilmez değerdeki unobtanium mineralinin bol miktarda var olduğunu keşfeder. Atmosferi insanlar için zehirli olan yeşil gezegen Pandora’da zengin bir bitki örtüsü ve büyük doğal vahşi yaşamın yanında, 3-4 metre boylarında, akıllı, kabile kültürünü benimsemiş, mavi tenli, insansı görünümlü, saldırıya uğramadıkları sürece barışçıl Na’vi halkı da yaşamaktadır. Kutsal gördükleri dev Yuva Ağacın etrafında yaşayan, tabiat ananın simgesi olan ana tanrıça Eywa’ya ibadet eden, tüm geçmişte yaşamış olanlarının varlıklarını Ruhlar Ağacında sürdürdüklerine inanan Na’viler, doğayla uyum içinde yaşamaktadırlar. Dünyalı bir bilim insanının mitolojik ve masalsı gördüğü inanç sistemi Pandora’da fiilen gerçeğin ta kendisidir. Pandora, Eywa ile florası faunası, Na’vi kabileleriyle ve Ruhlar Ağacına geçmiş atalarıyla bütünleşmiş tek ve canlı bir varlıktır. RDA Yuva Ağacının altındaki çok yoğun unobtanium damarına ulaşarak dünyaya pazarlamak amacıyla Pandora’da insanlı bir üs kurmuş, üssün yöneticisi Parker Selfridge’in (Giovanni Ribisi) emrine Na’vilerle iletişim kurabilmesi için Dr. Grace Augustine’in (Sigourney Weaver) yönettiği bilimsel Avatar Programını ve başında Albay Quaritch (Stephen Lang) olan özel güvenlik gücünü vermiştir. Avatar Programında, genetik olarak eşleştikleri insanların sinirsel bağlantıları aracılığıyla, Na’vi ve İnsan DNA’larının karışımıyla yaratılmış biyolojik Na’vi klonu “avatar” bedenleri, kontrol edilmekte, trans halindeyken bilinçleri avatarlarına nakledilen bu kullanıcı /sürücü insanlar Pandora ikliminde yaşayabilmektedirler. Aksiyonun ve bilimkurgunun büyük ustası James Cameron, bilimkurgunun asıl amacına uygun, geleceğin üzerinden günümüzü eleştirmeyi hedefleyen bir öykü anlatır. Bildik de olsa, toplumsal ve siyasal eleştiri açık seçik ortadadır. RDA ve Quaritch, vahşi kapitalizmin ve emrindeki vurucu gücün Amerikan olamayan herkesi hor gören ve ötekileştiren tavrını simgelerken, Na’vi kabileleri, kesinlikle ilk yerleşimcilerin hayvan olarak gördükleri ve fiilen yok ettikleri Kızılderililerin metaforudur.
Filmde insan hareketlerinin üç boyutlu bir sanal dünyaya aktarılması için hareket yakalama (motion capture) isimli bir teknoloji kullanılıyor. Oyuncuların ve sahnedeki diğer aksesuarların üzerinde bulunan yansıtıcı özellikteki noktalar sayesinde, sahneye bir ağ oluşturacak şekilde yerleştirilen çok sayıda kamera noktaların hareketini kaydedebiliyor. Kameralar aracılığıyla kaydedilen bu hareketler, bilgisayarlar tarafından dijital ortama aktarılıyor. David Cameron ve ekibi bu filmde yapay zeka algoritmalarından kameralara birçok yenilikçi teknoloji kullandı. Örneğin suyun altında ve üstünde kameralar tarafından kaydedilen ve hareket yakalama teknolojisi kullanılarak oluşturulan görüntüler, yeni geliştirilen yapay zeka algoritması tarafından tek bir sanal görüntü oluşturacak şekilde birleştirildi. “Avatar: Suyun Yolu” ilkinden daha parlak ve aydınlık, görkemli kadrajları kusursuz ve birbirinden etkileyici. Basın gösteriminde ara vermeden gösterilmiş olan, 192 dakikalık İMAX 3D kopya, baş ağrısı bir yana, neredeyse gözünü kırpmadan izlediğinde yorgunluk duygusu bile uyandırmıyor. İlk filmi beğenen sinemaseverler bu filmi de kesinlikle beğenecektir. Kaçırmayın ve mümkünse IMAX formatında izlemenizi tavsiye ederim.
Ekleme
Tarihi: 17 Aralık 2022 - Cumartesi
Avatar'ın Muhteşem Dönüşü
Filmin öyküsüne gelirsek, “Avatar”, dünyanın neredeyse tüm doğal kaynaklarının tüketildiği 2154’te geçer. RDA (Resources Development Administration / Kaynak Geliştirme İdaresi) adlı kuruluş, Alpha Centauri sisteminde, Polyphemus gezegeninin uydusu Pandora’da, dünya için paha biçilmez değerdeki unobtanium mineralinin bol miktarda var olduğunu keşfeder. Atmosferi insanlar için zehirli olan yeşil gezegen Pandora’da zengin bir bitki örtüsü ve büyük doğal vahşi yaşamın yanında, 3-4 metre boylarında, akıllı, kabile kültürünü benimsemiş, mavi tenli, insansı görünümlü, saldırıya uğramadıkları sürece barışçıl Na’vi halkı da yaşamaktadır. Kutsal gördükleri dev Yuva Ağacın etrafında yaşayan, tabiat ananın simgesi olan ana tanrıça Eywa’ya ibadet eden, tüm geçmişte yaşamış olanlarının varlıklarını Ruhlar Ağacında sürdürdüklerine inanan Na’viler, doğayla uyum içinde yaşamaktadırlar. Dünyalı bir bilim insanının mitolojik ve masalsı gördüğü inanç sistemi Pandora’da fiilen gerçeğin ta kendisidir. Pandora, Eywa ile florası faunası, Na’vi kabileleriyle ve Ruhlar Ağacına geçmiş atalarıyla bütünleşmiş tek ve canlı bir varlıktır. RDA Yuva Ağacının altındaki çok yoğun unobtanium damarına ulaşarak dünyaya pazarlamak amacıyla Pandora’da insanlı bir üs kurmuş, üssün yöneticisi Parker Selfridge’in (Giovanni Ribisi) emrine Na’vilerle iletişim kurabilmesi için Dr. Grace Augustine’in (Sigourney Weaver) yönettiği bilimsel Avatar Programını ve başında Albay Quaritch (Stephen Lang) olan özel güvenlik gücünü vermiştir. Avatar Programında, genetik olarak eşleştikleri insanların sinirsel bağlantıları aracılığıyla, Na’vi ve İnsan DNA’larının karışımıyla yaratılmış biyolojik Na’vi klonu “avatar” bedenleri, kontrol edilmekte, trans halindeyken bilinçleri avatarlarına nakledilen bu kullanıcı /sürücü insanlar Pandora ikliminde yaşayabilmektedirler. Aksiyonun ve bilimkurgunun büyük ustası James Cameron, bilimkurgunun asıl amacına uygun, geleceğin üzerinden günümüzü eleştirmeyi hedefleyen bir öykü anlatır. Bildik de olsa, toplumsal ve siyasal eleştiri açık seçik ortadadır. RDA ve Quaritch, vahşi kapitalizmin ve emrindeki vurucu gücün Amerikan olamayan herkesi hor gören ve ötekileştiren tavrını simgelerken, Na’vi kabileleri, kesinlikle ilk yerleşimcilerin hayvan olarak gördükleri ve fiilen yok ettikleri Kızılderililerin metaforudur.
Filmde insan hareketlerinin üç boyutlu bir sanal dünyaya aktarılması için hareket yakalama (motion capture) isimli bir teknoloji kullanılıyor. Oyuncuların ve sahnedeki diğer aksesuarların üzerinde bulunan yansıtıcı özellikteki noktalar sayesinde, sahneye bir ağ oluşturacak şekilde yerleştirilen çok sayıda kamera noktaların hareketini kaydedebiliyor. Kameralar aracılığıyla kaydedilen bu hareketler, bilgisayarlar tarafından dijital ortama aktarılıyor. David Cameron ve ekibi bu filmde yapay zeka algoritmalarından kameralara birçok yenilikçi teknoloji kullandı. Örneğin suyun altında ve üstünde kameralar tarafından kaydedilen ve hareket yakalama teknolojisi kullanılarak oluşturulan görüntüler, yeni geliştirilen yapay zeka algoritması tarafından tek bir sanal görüntü oluşturacak şekilde birleştirildi. “Avatar: Suyun Yolu” ilkinden daha parlak ve aydınlık, görkemli kadrajları kusursuz ve birbirinden etkileyici. Basın gösteriminde ara vermeden gösterilmiş olan, 192 dakikalık İMAX 3D kopya, baş ağrısı bir yana, neredeyse gözünü kırpmadan izlediğinde yorgunluk duygusu bile uyandırmıyor. İlk filmi beğenen sinemaseverler bu filmi de kesinlikle beğenecektir. Kaçırmayın ve mümkünse IMAX formatında izlemenizi tavsiye ederim.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.