Prömiyerini 79. Venedik Film Festivali’nde yapan Amerikan yapımı "Don’t Worry Darling", Türkiye’de gösterime girdiği adıyla "Dert Etme Sevgilim", filminin yönetmen koltuğunda The Girl Next Door (2004), Turistas (2006), The Next Three Days (2010), The Lazarus Effect (2015), A Vigilante (2018), Babylon (2022) gibi filmlerde oyuncu, ilk uzun metrajı olan Booksmart (2019) filminde ise yönetmen olarak karşımıza çıkan Olivia Wilde oturuyor. Oyuncu kadrosunda ise yönetmen Olivia Wilde’ın yanı sıra Florence Pugh, Chris Pine, Harry Styles, Gemma Chan, Sydney Chandler, Kate Berlant, Nick Kroll, Timothy Simons, Douglas Smith, Dita Von Teese gibi isimler bulunuyor. Film, ülkemizde dün gösterime girdi ve filmin Türkiye dağıtımı Warner Bros tarafından yapılacak, 45 gün sonra da HBO Max'te yayımlanacak.
Film, 1950’li yıllarda kocasıyla birlikte ütopik bir deneysel toplulukta yaşayan ve göz alıcı şirketinin rahatsız edici sırlar saklıyor olabileceğinden endişe etmeye başlayan bir ev kadının yaşadıklarına odaklanıyor. Alice ve Jack Chambers, 1950’lerde Jack’in çalıştığı gizemli şirket tarafından yaratılan ve ödemeleri yapılan, görünüşte mükemmel bir şiket kasabası olan Victory’de yaşamaktadır. Genç çift, California Çölü’nün ortasında kurulu olan kasabadaki yaşamlarını mutlu bir şekilde sürdürmektedir. Çiftin hayatı, Alice’in işkolik kocası Jack’in gizli “Zafer Projesi” hakkındaki çalışmalarını merak etmesi ve Jack’in kendisinden bazı sırlar saklıyor olmasından şüphelenmesiyle birlikte çatırdamaya başlayacak, Alice garip olaylar yaşamaya başlayacaktır. Pastoral bir barışın ve ebedi bir yazın hâkim olduğu 1950’lerden ıssız bir mekanın içinde herkesten ve her şeyden uzakta varlığını sürdüren bir avuç kasaba sakini, aristokrat mahallelerinde kişisel halüsinasyonlarını besliyorlar. “Mutluluk” etiketi altında sunulan bu yaşam formu çift taraflı bir onaya sahip. Lorcan Finnegan’ın Vivarium’undakine (2019) benzer tek taraflı bir alışverişin kurbanı olmayan "Don’t Worry Darling " sakinlerinin her biri kişisel şeytanını yanında taşıyor. Filmde baştan sona kullanılan mekanın arka planında daima Amerikan rüyası var. Bu türden bir rüyanın içine yerleştirilen yaşamda “sorgulamak” en büyük yasak olarak görülünce belirsiz ancak her gün kendini tekrar eden duygunun kurbanı olmak bireye saldırılacak türden açık bir kapı bırakıyor. Son yıllarda artışa geçen feminizm ve ataerkil toplumda kadına dayatılan sorumluluklara baş kaldırmayı amaçlayan bir noktayla yola çıkılmış olsa da yol sırasında hem bu amacından uzaklaşıyor hem de filmin finalinde yer alan revü ile amacın çoktan yerle bir olduğunu izleyicilere bir kez daha hatırlatıyor.
Filmi izleyecek seyircilere şunu da hatırlatalım; küçük yaşta seyiriciler için uygunsuz sahneler bulunmakta. Oyuncuların başarılı performansları ve filmin hoş atmosferi için izlenmeye değer bir yapım ama yine de çok beklentiye girmeden izlemenizi öneririm.