Başkanın kim olduğu benim için çok önemli. Çünkü seçtiğim başkan beni temsil etmeli, hayatı bana benzemeli, camii ve medreseye gitmeli, halkın içinden olmalı, bizimle hüzünlenen, bizimle sevinen olmalı, hitabı kuvvetli, yüreği pamuk, cesareti aslan olmalı, bilgi sahibi olmalı, tarihi, siyaseti, hatta ticareti iyi bilmeli, özgüvenli, dik durmalı...    İşte yukarıda saydıklarımın kat ve katını barındıran böyle bir lidere sahip kene, nasıl oluyor da utanmadan, sıkılmadan, araştırmadan işin aslını öğrenmeden bir halk liderine verip veriştirir. Nasıl olurda hain emellerin maşasının arasına bu kadar kolay düşer, nasıl farkında olmadan bir algıda o kendisi yaratır. Ve bunu yaparken de canım ne var hiç mi eleştirmeyelim gibi mazlumane savunma yaparak kendimizi aklar...    Memleket yönetmek bilgisayar başından iş halletmeye benzemiyor, burası Avusturalya değil, burası Ortadoğu, burada ilçe yönetmek bile bir çok dünya ülkesi yönetmekten daha zor. Yapmayın...    İşimiz çok zor, memleketin yarısı gerçekten eğitilmesi imkansıza yakın insan topluluğu barındırıyorken bu kadar büyüyüp gelişmemiz çok büyük bir başarı gerçekten..